Dobutamin stres ekokardiografinin prognostik değeri

Abstract

ÖZET Koroner arter hastalığı (KAH), sıklıkla aterosklerotik plak zemininde oluşan koroner arterlerdeki darlığa bağlı olup, özellikle gelişmiş ülkelerde ölüme neden olan hastalıkların başta gelenidir. Şüpheli KAH'da tanının konması, buna bağlı mortalitenin ve morbiditenin önlenmesi için seçilecek yolun belirlenmesi önemlidir. Miyokard infarktüsü geçirmiş olan hastalarda ise sol ventrikül sistolik fonksiyon bozukluğunun derecesi ve koroner arter hastalığının yaygınlığı yani risk altındaki miyokard miktarı prognozun en önemli göstergeleridir. AMI sonrası oluşan bölgesel fonksiyon bozukluğunun nedeni her zaman irreversibl hasara bağlı değildir. Koroner kan akımı tekrar sağlandıktan sonra duvar hareketlerinde düzelme olabilir. Sonuçta miyokard infarktüsü geçiren hastaların prognozunun ve tedavi şekillerinin belirlenmesinde, miyokard canlılığının saptanması temeli oluşturur. Bu çalışmada DSE'nin koroner arter hastalığında prognozu öngörmedeki değeri araştırıldı. Bilinen KAH olanlarda iskemi, canlılık araştırmak yada KAH şüphesi olanlarda tanı koymak veya bu olasılığı dışlamak amacıyla dobutamin stres ekokardiografı yapılan 323 hasta 18±14 ay izlendi. DSE negatif olan hastaların kardiyak olay gelişme riskinin düşük olduğu daha fazla invaziv tetkike gerek olmadığı görüldü. DSE pozitif olanlarda ise invaziv girişimin gerekli olduğu görüldü. İskemik segment varlığının kardiak olay gelişim sıklığını arttırdığı, MIACD, MIAİ ve iskemi olan hastaların ise revaskülarizasyondan en fazla fayda gören grup olduğu görüldü. Sonuç olarak DSE kronik koroner arter hastalığında diagnostik ve prognostik değerlendirmede çok önemlidir. İstirahat sol ventrikül fonksiyonları, canlılık, gösterilebilir iskeminin şiddeti ve eşiği önemli belirleyici parametreler olup, hastaların geleceği için güvenilir prognostik bilgi sağlamakla kalmaz, yüksek riskli hastalan belirleyerek invaziv girişim için hasta seçimine yardım eder. 49