Yenidoğan işitme kaybının erken teşhisi ve rehabilitasyonunda otoakustik emisifikasyon tekniğinin tanıda etkinliği, işitme kaybı etyolojisinin araştırılması
- Global styles
- Apa
- Bibtex
- Chicago Fullnote
- Help
Abstract
Amaç: Celal Bayar Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi'nde Yenidoğan işitme tarama programı uygulanarak sonuçların değerlendirilmesi, saptanan işitme kaybı insidansının ve risk faktörlerinin belirlenmesi, kullanılan tarama protokolünün etkinliğinin değerlendirilmesiMetod: 30 Nisan 2009- 30 Nisan 2010 tarihleri arasında yenidoğan servisi ve yenidoğan yoğun bakım ünitesi'nde yatan 691 bebeğe geçici otoakustik emisyon ölçümü (transient evoked otoacoustic emissions, TEOAE) ile protokolün ilk basamağını oluşturacak şekilde ilk 24 saatte işitme taraması yapıldı. TEOAE uygulanan bebekler yeterli yanıt alındığında ?geçti?, yeterli yanıt yok ise ?refere et?, prob tıkanıklığı, aşırı gürültü veya prob yerleştirme hatası gibi nedenlerin varlığında ?test geçersiz? sonuçlarından biri ile değerlendirildi. Refere edilen bebeklere 15 gün sonra ikinci TEOAE uygulandı. Her iki kulakta TEOAE testine yanıt alınması ?geçti? olarak değerlendirildi. İkinci basamaktaki TEOAE testi ile ?refere et? yanıtı alınan yenidoğanlara ABR testi randevusu 30 gün içinde verildi. ABR sonucunda işitme kaybı saptanan olgular takibe alındı. Çalışmamızda hiperbilirubinemi, ÇDDA, prematürite, akraba evliliği, birinci ve beşinci dakika Apgar skoru <7, mekanik ventilatöre maruziyet, diüretik tedavi, eşlik eden sendrom varlığı, ailede işitme kaybı, aminoglikozid kullanımı, eşlik eden kraniyofasiyal anomali ve annede gebelik sırasında ateşli hastalık geçirme öyküsü gibi risk faktörleri değerlendirildi.Bulgular: Tarama programına katılan 691 bebeğin 666(%96,3)'sı iki basamaklı TEOAE sonucunda ?geçti? sonucu alındı. Birinci tarama testi sonucunda 103(%14,9) bebek ?refere et? sonucu alarak ikinci taramaya çağrıldı. İki basamaklı TEOAE protokolü sonucunda 25(%3,6) bebekte ?refere et? sonucu alındı. 6 (%0,86) bebekte işitme kaybı saptandı. 3 bebekte bilateral ileri düzeyde işitme kaybı, 1 bebekte orta düzeyde bilateral, 2 bebekte tek taraflı ileri düzeyde işitme kaybı saptandı. Takip sırasında ve tedavi sonrasında 19 bebek normal işitme sınırları içerisinde tespit edildi. İşitme kaybı saptanan 6 bebeğe işitme cihazı ile amplifikasyon yapıldı.Sonuç: Bu çalışma, her canlı yenidoğan ve yoğun bakım ünitesinde yatan tüm bebeklerde işitmenin değerlendirilmesi gerekliliğini vurgulamaktadır. Yenidoğan işitme tarama programı ile işitme kaybının erken tanı ve altı aydan önce tedavisi planlanmalıdır. Çalışmamızda kraniyofasiyal anomali birlikteliği ve ailede işitme kaybı öyküsü gibi risk faktörleri işitme kaybı varlığı ile ilişkili bulunmuştur. Taranan populasyonda prematürite risk faktörü olarak bulunmamıştır Aim: Our aim was to evaluate results of newborn hearing screening program performed in Celal Bayar University, to detect frequency of hearing loss and determination of risc factors and to evaluate effectiveness of screening protocol.Method: From April 2009 to April 2010, 691 neonates, attended in our neonatal primary care unit and intensive care unit, were evaluated with transient otoacoustic emissions (TEOAE), as a first line of screening protocol, within 24 hours of their birth. If sufficient response was taken in TEOAE, the result was evaluated as a ?pass?, as ?refer? when there was not enough response and as an ?invalid test? if the low response was due to excessive noise, probe placement error or probe congestion. Second TEOAE was applied to referred babies 15 days later. An acceptable TEOAE response in both ears was necessary for getting a ?pass?. If the second phase TEOAE response has resulted as a ?refer?, than ABR was scheduled with in 30 days. Newborn who had hearing loss according to ABR results were followed up. In our study, the risk factors such as hyperbilirubinemia, VLBW, prematurity, consanguinity between parents, first and fifth minute Apgar score <7, history of mechanical ventilation during newborn period, diuretic therapy, the accompanying syndrome, family history of hearing loss, aminoglycoside usage, accompanying cranio-facial anomalies and maternal febrile disease during pregnancy were evaluated.Results: 666 ( 96,3 %) of 691 examined children passed at both first and second step of newborn screening protocol, 1 neonate did not attend the follow-up. 103(%14,9) neonates received a ?refer? response in their first TEOAE test. After 2- step TEOAE protocol completed, 25 (3,6 %) of 103 cases had ?refer? result. 6 (%0,86) babies had hearing loss. In 3 babies bilateral severe hearing loss, in 1 baby moderate, bilateral hearing loss and in 2 babies unilateral, severe hearing loss were detected. 19 neonates were identified as having normal hearing during their follow-up and treatment course. All neonates with hearing loss were performed amplification with a hearing device and hearing education was scheduled.Conclusion: This study indicates that all healthy newborn babies and the ones attending intensive care unit should be assessed for their hearing status. Newborn hearing screening program permit early diagnosis and treatment of neonates and infant before 6th month of age. İn our study craniofacial anomalies and risk factors such family history of hearing loss have been associated with hearing loss. Prematurity was not a risk factor for hearing loss in our screening population.
Collections