Akut pankreatitte difüzyon ağırlıklı görüntüleme; BT ile korelasyon
- Global styles
- Apa
- Bibtex
- Chicago Fullnote
- Help
Abstract
Akut pankreatit, ödematöz yada nekrotizan pankreatit şeklinde geniş bir klinik spektrumda ortaya çıkabilen bir hastalıktır. Tanıda BT hala altın standard olarak kabul görmektedir ve hastalık seyri ile ilgili BTŞİ yaygın olrak kullnılmaktadır. Bu nedenle hasta yatışı sırasında ve sonrasında, yani tanıda ve takipte çok sayıda BT çekimine ihtiyaç duyulmaktadır. Akut pankreatit tanısında çoğu merkezde olduğu gibi bizim merkezimizde de pankreasa yönelik ince kesit, i.v kontrastlı BT protokolu uygulanmaktadır. Ancak BT çekimlerinin radyasyon içermesi ve radyasyonun biyolojik dokulardaki olumsuz etkileri herkes tarafından bilinmektedir. Ayrıca gerek gebelerde, gerekse kontrast madde alerjisi olan ya da kontrast madde kullanımının kontrendike olduğu olgularda BT tanıda kullanılamamaktadır. Bilinen bu klasik bilgilerin yanı sıra literatürde, i.v iyotlu kontrast maddelerin pankreas dokusunun perfüzyonunu bozarak akut pankreatitli parankimde nekroza gidişi kolaylaştırdığı yönünde çalışma ve veriler bulunmaktadır. Bu bulgular ışığında akut pankreatit tanısında alternatif bir tanı aracı gerekliliği var gibi gözükmektedir. Son zamanlarda bir çok konuda yetkinliği ve yeterliliği çalışmalara konu olmuş ve olan DAG ile akut pankreatit tanısının koyulabilirliğini araştırma konusu olara seçtik.Hasta grubu olarak akut ödematöz pankreatitli 20 hasta seçildi. Nekrotizan pankreatitli hastaları çalışma dışı bırakıldı. Klinik ve laboratuar tetkikleri ile akut pankreatitten şüphelenilerek BT çekilmiş olgulardan oluşan bu hasta grubunda, BT büyük oranda akut pankreatit tanısı koydururken, çok az bir grupta (3 kişide) BT negatif olarak saptanmıştır. Tüm hastalarda konvansiyonel MR sekanslarına ilave olarak b=800 lü DAG ile görüntüler elde ettik ve ADC haritaları ile pankreas baş-gövde-kuyruk bölümlerinden ayrı ayrı ölçümler yaptık. Pankreas patolojisi olmayan 20 olguyu da kontrol grubu seçerek, bu gruba da DAG yapıldı. Elde ettiğimiz hasta ve kontrol grubu ADC verileri istatistiki olarak karşılaştırıldı ancak anlamlı bir sonuca ulaşılamadı, dolayısıyla bu konuda herhangi bir eşik ADC değeri verememekteyiz. Bunun dışında, hasta grubunun ranson skorları, amilaz ve lipaz değerleri, konvansiyonel MR sekansları ile saptanabilirliği ve Balthazarın belirlemiş olduğu BTŞI verileri, teker teker ADC değerleri ile karşılaştırıldı ve istatistiki olarak anlamlı sonuçlara ulaşılamadı. Verilerin dağlım homojenitesinin sağlaması açısından BTŞI grade E olan 6 hastanın verileri çıkarılarak yapılan istatistiki değerlendirmede anlamlı ilişki tesbit edildi. Literatürde grade E olarak belirtilen grupta nekroz gelişiminin netlikle belirlenemediği yönünde olan bilgilerin varlığı, bu durumu açıklayıcı bir bilgi olarak düşünüldü.Literatürde akut ödematöz pankreatitli hastalarda DAG nin tanısal değerine değinen çok az çalışma bulunmaktadır. Bu çalışmalarda, genelde görsel değerlendirme ile difüzyon kısıtlılığından bahsedilmektedir, herhangi bir eşik ADC değeri verilmemektedir. Geniş bir spektrum içerisinde, abdominal patolojilerde, ADC ölçümlerine yer veren bir çalışmada, akut pankreatitli 3 olguda ADC verileri belirtilmiştir. Ancak bu çalışmada da diğer literatür örneklerinde olduğu gibi, daha çok pankreas kitlelerinde difüzyon kısıtlığı ve ADC ölçümleri değerlendirilmiştir.Sonuç olark DAG dan elde edilen ADC verileri ile akut pankraetit için tanısal olabililecek herhangibir eşik değer bulunmadı. Ancak E grubu dışlanarak yapılan BTŞİ- ADC kıyaslaması anlamlı bulundu. DAG ın AP kliniğinde ilk tercih edilecek görüntüleme yöntemi olmamakla birlikte seçilmiş olgularda tanıyı ve prognozu öngörebilecek alternatif bir görüntüleme yöntemi olarak kullanılabileceğini düşünmekteyiz. Bu konuda daha geniş olgu grupları ile yapılacak çalışmalar DAG ın enfektif pankreas patalojilerinde kullanımı ile ilgili yeni bilgiler sunacaktır. Acute pancreatitis is a disease which can be seen in a wide spectrum involving edematous or necrotising form. İn making the diagnosis, CT is still the gold standard modality , likely, for the prognosis of the disease CTSI is still used worldwide. Because of that, in accetance of the patient and for the time after that , too many CT scans is needed to be used. As many centers do, for making acute pancreatitis diagnosis, we use the CT protocol for the pancreas (thin-slice, with i.v contrast medium). But we all know that, CT scan involves too much radiation doses and the negative effects of radiation on the bilogical tissues. İn addition, CT cannot be used in pregnancy, in allergic individuals, or the patients whom the contrast medium is contrendicated. Far beyond that , there are some studies about the contrast medium?s effects on acute pancreatitis, mentions that contrast medium, fastens the progression of necrosis by damaging the perfusion of the pancreatic tissue. Thus, it seems like there is a need for an alternative diagnostic tool. For all this we chose the adequecy of DWI for making the diagnosis of acute pancreatitis for our research.We picked 20 patients with acute pancreatitis for the patient group. The patients who have necrotising acute pancreatitis is not involved fort this study. İn our patient group CT could detect the disease in a significant rate of correctness , only in 3 patients CT found negativmade the ADCe. To all patients we used DWI with b-value =800, additional to routine MR sequences. After that, we made ADC maps for the head, neck, and corpus parts. We picked 20 patients who has no pancreas pathology as control group and made the same procedure on them. After that we compared the results statistically. But we couldn?t reach a significant difference. Thus we cannot give a cut-off value. Furthermore, we compared the ranson scores, amylase-lypase levels, ability in dedection in routine MR sequences, CTSI results of the patient group, each, with the ADC values of them. But no significant difference was found. Then we took off , the grade E grup (n=6), in CTSI scores for the homogenity of the distrubition of data. By this we found significant difference in groups statistically. İn literature , there are some studies indicating that patients who classified as grade E , the developing necrosis is not clear, so we thought this situation might be the reason.İn literature, there is a few of studies indicating the usefullness of DWI in acute pancreatitis diagnosis. İn this sudies, the assesment of diffusion restriction was made by visually. And there are no ADC cut-off values about that. İn a study which includes ADC measurements in abdominal pathologies in a wide spectrum, there are ADC values of only 3 patients who has acute pancreatitis. But like the other sudies, in this study , there are ADC measurements in pancreas masses.Finally, a ADC cut-off value for acute pancreatitis couldn?t have found. But, by excluding the grade E group, there is an significant correlation between the CTSI and ADC values. We think that , DWI can not be the first step diagnostic tool for acute pancreatitis but in chosen groups , it can be an alternative imaging modality.
Collections