İntravitreal uygulamalar sonrası kısa dönem intraoküler basınç değişiklikleri ve ön kamara derinliği ile ilişkisinin değerlendirilmesi
- Global styles
- Apa
- Bibtex
- Chicago Fullnote
- Help
Abstract
AMAÇ:İntravitreal enjeksiyondan hemen sonra oluşan GİB artışlarını, ÖKD değişimlerini ve aralarındaki ilişkiyi göstermek. GEREÇ-YÖNTEM: Celal Bayar Üniversitesi Hafsa Sultan Hastanesi Göz Hastalıkları Kliniği Retina biriminde diabetik maküler ödem, yaş tip yaşa bağlı makula dejenerasyonu, ven tıkanıklarına sekonder maküler ödem tanısıyla intravitreal ranibizumab uygulanan 105 hastanın 118 gözü incelendi. Hastaların detaylı oftalmolojik muayeneleri yapıldı. Tüm hastalara OKT ve FFA çekilerek makuladaki değişiklikler değerlendirildi. İntravitreal enjeksiyonlardan yapılmadan hemen önce hastaların göz içi basınçları Tono-Pen Avia (Reichert) kontakt tonometre ile üç ölçüm yapılıp ortalama değer alınarak ölçüldü. Ön kamara derinlikleri ve aksiyel uzunlukları ise Lenstar LS 900 (Haag Streit) optik biometri ile beş ölçümün ortalama değeri alınarak ölçüldü. İntravitreal enjeksiyonlar steril koşullarda yapıldı. İntravitreal enjeksiyonlardan sonra 5, 15, 30. dakika ve birinci gün olmak üzere hastaların göz içi basınçları ve ön kamara derinlikleri ölçüldü. Çalışmamızda hastaların intravitreal enjeksiyon sonrası göz içi basınçlarındaki yükselme, bu yükselmenin ne zaman normal değerlere döndüğü, göz içi basıncındaki yükselmenin ön kamara derinliğinde değişiklik yapıp yapmadığı, göz içi basıncındaki azalma ile ön kamara derinliğinde normale dönüş olup olmadığı, ön kamara derinliği farklı olan, aksiyel uzunluğu farklı olan hastalarda, fakik ve psödofakik hastalar arasında göz içi basınç yükselmesinde fark olup olmadığı değerlendirildi.BULGULAR: Hastaların 55' i kadın, 63' ü erkekti. 118 gözün 88' inde (%74,6) diabetik maküler ödem (DMÖ), 23' ünde (%19,5) yaş tip yaşa bağlı makula dejenerasyonu (YBMD), 6' sında (%5,1) retinal ven dal oklüzyonu (RVDO), 1' inde (%0,8) ise santral retinal ven oklüzyonu (SRVO) mevcuttu. Hastaların 95' i (%80,5) fakik, 23' ü (%19,5) psödofakikti. Hastalar gözlerinin aksiyel uzunluklarına (AU) göre üç ayrı gruba (AU<22 mm, AU 22-24 mm, AU>24 mm) ve ön kamara derinliklerine (ÖKD) göre üç ayrı gruba (ÖKD<2,5 mm, ÖKD 2,5-3,5 mm, ÖKD>3,5 mm) ayrıldılar. İntravitreal enjeksiyon öncesi ortalama GİB değeri 15,03 ± 2,86 mmHg iken, intravitreal enjeksiyon sonrası 5. dakika ortalama GİB değeri 24,15 ± 10,12 mmHg' ye yükseldi, 15. dakika ortalama GİB değeri 17,02 ± 5,25 mmHg olarak saptandı, bazal değerlerle karşılaştırıldığında aradaki fark istatiksel olarak anlamlıydı (p<0,05). 30. dakikada GİB bazal değerlere döndü. İntravitreal enjeksiyon öncesi ortalama ÖKD değeri 2,9498 ± 0,8957 mm iken, intravitreal enjeksiyon sonrası 5. dakika ortalama ÖKD değeri 2,90 ± 0,84 mm' ye düşerek daraldı ve aradaki fark istatiksel olarak anlamlıydı (p<0,05). Enjeksiyon sonrası 1. gün ÖKD bazal değerlere döndü. Enjeksiyon öncesi ve enjeksiyon sonrası 5. dakika, 15. dakika, 30. dakika ve 1. gün yapılan tüm GİB ve ÖKD ölçümlerinde aksiyel uzunlukları farklı olan üç grup arasında istatiksel olarak anlamlı fark saptanmadı (p>0,05, Kruskal-Wallis test). Enjeksiyon öncesi ve enjeksiyon sonrası 5. dakika, 15. dakika, 30. dakika ve 1. gün yapılan GİB ölçümlerinde, ön kamara derinlikleri farklı olan üç grup arasında istatiksel olarak anlamlı fark saptanmadı (p>0,05, Kruskal-Wallis test). Fakik ve psödofakik hastalar arasında enjeksiyon öncesi ve enjeksiyon sonrası tüm zamanlarda GİB değişimleri açısından istatiksel olarak anlamlı fark saptanmadı (p>0,05). ÖKD değişimleri açısından ise fakik ve psödofakik hastalar arasında enjeksiyon öncesi ve enjeksiyon sonrası tüm ölçümlerdeki fark istatiksel olarak anlamlıydı (p=0,000). İntravitreal enjeksiyon sonrası ilk zamanlarda GİB artışı ile beraber ÖKD' nde azalma, zamanla GİB' deki azalmayla beraber ÖKD' nde derinlik artışı olmaktadır, aralarında zayıf da olsa korelasyon mevcuttur. SONUÇ: İntravitreal enjeksiyonlardan sonra geçici de olsa özellikle ilk dakikalarda çok yükselebilen GİB artışları görülmektedir. GİB artışı ile korele olarak ÖKD' nde sığlaşma, zamanla GİB' ndakı azalmayla korele ÖKD' nde derinlik artışı izlenmektedir. Çalışmamızda GİB artışları enjeksiyon sonrası yaklaşık 30. dakikada bazal değerlere döndü. Bu bulguların temelinde intravitreal enjeksiyon sonrası hastalar GİB artışı açısından en az 30 dakika dikkatle izlenmelidir. GİB artışları çoğu hastada enjeksiyon sonrası ilk saatte normale dönse de, özellikle kısa aksiyel uzunluklu gözlerde, oküler vasküler problemlerde ve ileri glokomlu gözlerde intravitreal enjeksiyon sonrası görülen çok yüksek GİB artışlarında parasentez düşünülebilir. ANAHTAR SÖZCÜKLER: İntravitreal enjeksiyon, Göz içi basıncı, Ön kamara derinliği, Ranibizumab. PURPOSE: To evaluate the short-term impact of intravitreal injection on IOP and ACD and to assess whether there is any correlation between IOP and ACD. MATERİAL AND METHODS: One hundred and eighteen eyes of 105 patients who were intravitreal ranibizumab administered diagnosis of wet age-related macular degeneration, diabetic macular edema, macular edema secondary to venous occlusion at Celal Bayar University Hafsa Sultan Hospital, Department of Ophthalmology Retina unit. A detailed ophthalmologic examination was performed. All patients were examined by optical coherence tomography, fundus flourescein angiography for macular edema. Intraocular pressure of patients was measured immediately before intravitreal injections with Tono-Pen Avia (Reichert) contact tonometer by taking the average value of three measurements. Anterior chamber depth and axial length of patients patients was measured immediately before intravitreal injections with Lenstar LS 900 (Haag Streit) by taking the average value of five measurements. Intravitreal injections were performed under sterile conditions. Intraocular pressure of patients was measured after intravitreal injections of 5, 15, 30 minutes, and the first day with Tono-Pen Avia (Reichert) contact tonometer by taking the average value of three measurements. Anterior chamber depth and axial length of patients patients was measured after intravitreal injections of 5, 15, 30 minutes, and the first day with Lenstar LS 900 (Haag Streit) by taking the average value of five measurements. In our study, IOP elevation after intravitreal injection, when the rise in returns to normal values, whether there is any correlation between IOP and ACD, whether there is any differences between axial lengths or anterior chamber depths of different ones and phakic and pseudophakic eyes. RESULTS: 55 of the patients were female and 63 were male. The diagnoses for which intravitreal injection of ranibizumab was performed were as follows: diabetic macular edema (88) wet age-related macular degeneration (23), branch retinal vein occlusion (6), central retinal vein occlusion (1). 95 eyes were phakic and 23 were pseudophakic. Patients were classified three distinct groups according to the axial length (AU) of the eyes (AU<22 mm, 22-24 mm AU, AU>24 mm). Patients were classified three distinct groups according to anterior chamber depths (ACD) of the eyes (ACD<2,5 mm, ACD 2,5-3,5 mm, ACD> 3,5 mm). Five minutes after the injection, mean IOP increased 24.15 ± 10.12 mmHg from 15.03 ± 2.86 mmHg and the difference was statistically significant (p<0,05). Fifteen minutes after the injection, mean IOP was 17.02 ± 5.25 mmHg, compared with baseline values the difference was statistically significant (p<0,05). Thirty minutes after the injection, IOP returned to baseline values. Five minutes after the injection, mean ACD decreased 2,90 ± 0,84 mm from 2,9498 ± 0,8957 mm and the difference was statistically significant (p<0,05). One day after the injection, ACD returned to baseline values. There was no statistically significant difference for IOP and ACD measurements between the three groups who were classified according to the axial length of the eyes (p>0.05, Kruskal-Wallis test). There was no statistically significant difference for IOP measurements between the three groups who were classified according to the anterior chamber depth of the eyes (p> 0.05, Kruskal-Wallis test). The IOP differences between phakic and pseudophakic eyes at all time points were not statistically significant (p>0.05). However, there was statistically significant difference for ACD measurements at all time points between phakic and pseudophakic eyes(p<0,05). There was a weak correlation between ACD and IOP at all time points. CONCLUSİON: Intravitreal injection causes a considerable short-term transient rise in IOP. IOP rises correlated with shallow ACD, over time IOP decreases and ACD deepens. In our study, increases in IOP after injection of about 30 minutes, returned to baseline values. On the basis of these findings, patients should be carefully monitored for at least 30 minutes after intravitreal injection. Increases in intraocular pressure back to normal in most patients in the first hour after injection particularly in the short axial length of the eyes, ocular vascular problems and advanced very high IOP in glaucoma increases after intravitreal injection paracentesis should be considered. KEYWORDS: Intravitreal injection, Intraocular pressure, Anterior chamber depth, Ranibizumab.
Collections