Tiroid papiller karsinomları, nodüler hiperplazi ve malignite potansiyeli belirsiz iyi differansiye tümörlerde ck-19, hbme-1, galektin-3, cox-2 ve vegf ekspresyonu
- Global styles
- Apa
- Bibtex
- Chicago Fullnote
- Help
Abstract
Amaç: Tiroid karsinomları en sık görülen endokrin sistem malignitesidir. Son zamanlarda tiroid papiller karsinomlarında oldukça belirgin bir artış meydana gelmiştir. Gerek benign gerekse malign epitelyal tümörlerin histolojik tiplerinde benzer morfolojik özelliklerin varlığı, ayırıcı tanıda sorun yaratmakta ve bu durum patologlar arasında tanı uyuşmazlığına yol açmaktadır. Bu nedenle histolojik tanıya katkı sağlayıcı immunohistokimyasal markırlara ihtiyaç duyulmakta ve bunların rutin uygulamada kullanılabilirlikleri halen araştırılmaktadır.Çalışmamızda nodüler hiperplazi, malignite potansiyeli belirsiz iyi diferansiye tümör, papiller mikrokarsinom ve papiller karsinomda, CK-19, HBME-1, Galektin-3, COX-2 ve VEGF immunreaktivitelerini değerlendirdik.Gereç ve yöntem: Afyon Kocatepe Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi Tıbbi Patoloji Anabilim Dalı'nda Ocak 2002- Temmuz 2012 tarihleri arasında tanı almış 30 nodüler hiperplazi, 7 malignite potansiyeli belirsiz iyi diferansiye tümör, 30 papiller mikrokarsinom (klasik ve folliküler varyant) ve 30 papiller karsinom (klasik ve folliküler varyant) olmak üzere 4 grupta toplam 97 olguya ait preparatlar retrospektif olarak gözden geçirildi. Olguların cinsiyet, yaş, tümör çapı, tümör tipi (klasik-folliküler), multifokalite, kapsül invazyonu ve damar invazyonu durumları belirlendi. Nodüler hiperplazi olgularından birer blok, malignite potansiyeli belirsiz iyi diferansiye tümör, papiller karsinom ve papiller mikrokarsinom olgularından ikişer blok (tümörlü alan ve karşı lob tümörsüz alandan) olmak üzere toplamda 164 blok seçildi. Bu bloklara ait kesitler CK-19, HBME-1, Galektin-3, COX-2 ve VEGF ile immunohistokimyasal yöntemle boyandı. Boyanma bulguları yaygınlık ve yoğunluğa göre skorlanarak değerlendirildi. Bulgular: Papiller karsinom ve papiller mikrokarsinomlarda CK-19, HBME-1, galektin-3, VEGF ekspresyonu nodüler hiperplaziye göre daha yüksektir ve istatistiksel olarak anlamlı bulunmuştur (p<0,05). Papiller karsinomlarda tümöral alanlarda CK-19, HBME-1, galektin-3, COX-2 ve VEGF ekspresyonu; papiller mikrokarsinomlarda tümöral alanlarda CK-19, HBME-1, galektin-3 ve VEGF ekspresyonu, tümör dışı alanlara göre yüksektir ve istatistiksel olarak anlamlı bulunmuştur (p<0,05). Papiller karsinom ve papiller mikrokarsinom olgularında CK-19, HBME-1, galektin-3 ve VEGF ekspresyonu klasik varyantda, folliküler varyanta göre anlamlı olarak daha yüksektir (p<0,05).Malignite potansiyeli belirsiz iyi diferansiye tümörlerde, CK-19 ve HBME-1 ekspresyonu nodüler hiperplaziden daha yüksek; HBME-1 ve VEGF ekspresyonu papiller karsinom ve papiller mikrokarsinomdan daha düşük; galektin-3 ekspresyonu papiller mikrokarsinomdan daha düşüktür ve bu farklar istatistiksel olarak anlamlı bulunmuştur. Ancak malignite potansiyeli belirsiz iyi diferansiye tümör olgularında çalıştığımız tüm markırlar için tümöral alanlar ile tümör dışı alanlar arasında istatistiksel olarak anlamlı fark bulunmamıştır (p>0,05). Sonuç: CK-19, HBME-1, galektin-3, COX-2 ve VEGF, papiller karsinom ve papiller mikrokarsinom tanısında yardımcı olabilecek immunohistokimyasal markırlardır. CK-19, HBME-1, galektin-3 ve VEGF ekspresyonunu, papiller karsinom ve papiller mikrokarsinomlarda nodüler hiperplaziye göre daha yüksek saptamamız ve bunun istatistiksel olarak anlamlı olması, özellikle bu markırların tanıyı daha çok destekleyebileceğini düşündürmektedir. Papiller karsinomlarda CK-19, HBME-1, galektin-3, COX-2 ve VEGF ekspresyonunu, papiller mikrokarsinomlarda CK-19, HBME-1, galektin-3 ve VEGF ekspresyonunu tümöral alanlarda tümör dışı alanlara göre anlamlı olarak daha yüksek saptamamız da bu markırların papiller karsinom ve papiller mikrokarsinom tanısı için kullanılabileceğini desteklemiştir. Papiller karsinom ve papiller mikrokarsinom olgularında CK-19, HBME-1, galektin-3 ve VEGF ekspresyonu klasik varyantda, folliküler varyanta göre daha yüksektir. Bu markırların klasik varyantta daha yüksek olması, özellikle papiller morfolojideki malign tümörlerin tanısında daha faydalı olabileceklerini akla getirmektedir. Malignite potansiyeli belirsiz iyi differansiye tümörlerin CK-19 ve HBME-1 ekspresyonunu nodüler hiperplaziden anlamlı olarak daha yüksek bulmamız şüpheli nodüllerin ayırıcı tanısında bu markırların yardımcı olabileceğini düşündürmektedir. Ancak malignite potansiyeli belirsiz iyi differansiye tümör olgularında çalıştığımız tüm markırlar için tümöral alanlar, tümör dışı alanlardan istatistiksel olarak farklı boyanma göstermemiştir. Bu lezyonlarda immunohistokimyasal markırların, papiller karsinom ve papiller mikrokarsinom tanısında yardımcı rol oynayabileceği, ancak nükleer kriterler olmadan tek başına tanı koyduramayacağı düşüncesindeyiz. Ancak malignite potansiyeli belirsiz iyi differansiye tümör grubunda vaka sayımız az olduğu için bu konuda daha fazla sayıda olgu ile ileri immunohistokimyasal çalışmalara gereksinim vardır. THE EXPRESSION OF CK-19,HBME-1, GALECTIN-3, COX-2 AND VEGF IN THYROID PAPILLARY CARCINOMAS, NODULAR HYPERPLASIA AND WELL-DIFFERANTIATED TUMORS OF UNCERTAIN MALIGNANT POTENTIALObjective: Thyroid carcinomas are the most frequent malignancies of the endocrine system. There is a significant increase in the incidence of papillary thyroid cancers recently. Histological types of the benign and malign thyroid epithelial tumors have similar morphological features causing problems in differential diagnosis and diagnostic disagreement between pathologists. Thus immunohistochemical markers are needed to contribute in histological diagnosis and their usefulness in routine practice is still being researched.In our study we evaluated immunoreactivities of CK19, HBME-1, galectin-3, COX-2 and VEGF in nodular hyperplasia, well-differentiated tumor of uncertain malignant potential, papillary microcarcinoma and papillary carcinoma.Material and Methods: 97 cases were evaluated retrospectively in 4 groups, involving 30 cases of nodular hyperplasia, 7 cases of well-differentiated tumor of uncertain malignant potential, 30 cases of papillary microcarcinoma (classic and follicular variant) and 30 cases of papillary carcinoma (classic and follicular variant), which were diagnosed at Afyon Kocatepe University, Hospital of Medical Faculty, Department of Pathology, between January 2002 and July 2012. Gender, age, tumor diameter, tumor type (classic-follicular), multifocality, capsular invasion and vascular invasion status of the cases were identified. 164 blocks were selected involving one block from each case of nodular hyperplasia and two blocks (one from the tumor and one from the opposite non-tumoral lobe) from each case of well-differentiated tumor of uncertain malignant potential, papillary microcarcinoma and papillary carcinoma. Sections of these blocks were stained with CK-19, HBME-1, galectin-3, COX-2 and VEGF using immunohistochemical methods. Features of staining were evaluated and scored according to the extent and intensity. Results: Papillary carcinoma and papillary microcarcinoma showed significantly higher CK-19, HBME-1, galectin-3, VEGF expression compared to nodular hyperplasia (p<0,05). Tumoral areas of the papillary carcinoma showed significantly higher CK-19, HBME-1, galectin-3, COX-2 and VEGF expression, and tumoral areas of the papillary microcarcinoma showed significantly higher CK-19, HBME-1, galectin-3 and VEGF expression than that of extratumoral areas (p<0,05). Classic type of papillary carcinoma and papillary microcarcinoma showed higher CK-19, HBME-1, galectin-3 and VEGF expression compared to the follicular type (p<0,05).Well-differentiated tumor of uncertain malignant potential showed higher CK-19 and HBME-1 expression than nodular hyperplasia; lower HBME-1 and VEGF expression than papillary microcarcinoma and papillary carcinoma; lower galectin-3 expression than papillary microcarcinoma, and these differences were statistically significant (p<0,05). However, there was no statistically significant difference in expression of all the markers we have studied between tumoral and extratumoral areas in this group (p>0,05). Conclusion: CK-19, HBME-1, galectin-3, COX-2 and VEGF may serve as useful immunohistochemical markers for diagnosis of papillary carcinoma and papillary microcarcinoma. We have observed significantly higher CK-19, HBME-1, galectin-3 and VEGF expression in papillary carcinoma and papillary microcarcinoma compared to nodular hyperplasia; suggesting that these markers may be more useful for supporting the diagnosis. We have observed significantly higher CK-19, HBME-1, galectin-3, COX-2 and VEGF expression in papillary carcinoma, and CK-19, HBME-1, galectin-3 and VEGF expression in papillary microcarcinoma in tumoral areas than that of extratumoral areas, supporting the idea that these markers may be useful for diagnosis of papillary carcinoma and papillary microcarcinoma.Classic type of papillary carcinoma and papillary microcarcinoma showed higher CK-19, HBME-1, galectin-3 and VEGF expression compared to the follicular type. These markers may be useful especially for diagnosis of malignant tumors with papillary morphology.We have observed that well-differentiated tumor of uncertain malignant potential showed significantly higher CK-19 and HBME-1 expression than nodular hyperplasia; suggesting that these markers may be useful for differential diagnosis of equivocal nodules. However, there was no statistically significant difference between tumoral and extratumoral areas in this group for expression of all the markers we have studied. Immunohistochemical markers may have a supplementary role for diagnosis of papillary carcinoma and papillary microcarcinoma in equivocal nodules, however in our opinion they cannot be used alone for diagnosis in the absence of nuclear criteria. In our study we had very limited number of cases for well-differentiated tumor of uncertain malignant potential, thus further immunohistochemical studies in larger series is needeed to clarify this subject.
Collections