Meme kanserinde preoperatif aksiller lenfosintigrafinin evrelemedeki rolü
- Global styles
- Apa
- Bibtex
- Chicago Fullnote
- Help
Abstract
ÖZET Kadın ölüm nedenleri arasında halen ilk sırada yer alan meme kanserinin, tedavi prensipleri ve yeni tedavi yaklaşımlarının neler olabileceği konusundaki yoğun çabalar devam etmektedir. Meme kanserinin prognostik faktörleri gözden geçirildiğinde, aksiller nodal tutulumun var olup olmaması, en önemli faktör olarak güncelliğini korumaktadır. Aksiller diseksiyon işleminin, hastalığın evrelendirilmesi ve adjuvan terapi seçimlerinin saptanması dışında sağkalıma etkisi yoktur. Fizik muayene ve anatomik görüntüleme yöntemleri, aksiller tutulumun varlığı ve yaygınlığı konusunda yeterli bilgi verememektedir. Genel sağkalıma etkisiz olan aksiller diseksiyon işleminin kendisine özgü morbiditeleri gözönüne alındığında, aksiller nodal tutulumu non invaziv yöntemlerle saptayabiîirmiyiz sorusu gündeme gelmiştir. Internal mamarian lenfosintigrafinin nodal tutulumu saptamadaki başarısı, benzer bir işlemle aksiller nodal tutulumu saptamada, aksiller lenfosintigrafi işleminin denenmesine neden olmuştur. Biz de aynı düşünceden hareket ederek.Ocak İ994-Ekim 1994 tarihleri arasında meme kanseri tanısı konan toplam 21 hastaya preoperatif dönemde, 0,5 mCi Tc99m nanokolloidi, her iki üst ekstremiteden inter dijital supkutan enjekte edilerek, I -3 saat sonra gama kamera ile statik görüntüler aldık. Aksiller bölgedeki uptake (tutulum)'lerin vizüel olarak sintigrafik değerlendirmeleri yapıldı. Hastaların tamamına aksiller diseksiyon işlemi yapılarak, histopatolojik sonuçlarla, sintigrafik bulgular mukayese edildi. İpsilateral aksiller bölgedeki azalmış uptake, sintigrafik olarak aksiller nodal tutulumu saptamada temel 44kriter olarak kabul edilmiştir. Asimetrik uptake saptanan 18 Olgunun 10'unda aksiller nod metastazı saptanmış, bunların 4'ünde ipsilateral azalmış uptake saptanırken, 6'ında ipsilateral artmış uptake saptanmıştır. Aksiller nod metastazı saptanmayan 8 olgunun 2'inde ipsilateral azalmış uptake saptanırken, 6'ında ipsilateral artmış uptake saptanmıştır. Simetrik uptake saptanan 3 olgunun 2'inde aksiller nod metastazı saptanırken, I olguda aksiller metastaz saptanmamıştır. Bizim çalışmamızda, aksiller nod tutulumunu saptamada, aksiller lenfosintigrafi işleminin sensitivitesinin 963 3. 3, spesifitesinin %77.7 (p = 0.638 P>0.05) oiarak saptanmıştır. Sensitivitenin düşük oluşu genel nedenlerin yamsıra bizim çalışma serimize özgü nedenlerden kaynaklandığı düşünülmektedir. Ancak spesifite değeri yapılan diğer çalışmalarla paralellik göstermektedir. Sonuç itibariyle aksiller lenfosintigrafinin aksiller nodal tutulumu saptamada aksiller diseksiyon işlemine üstünlüğü yoktur. Halen aksiller nodal tutulumun saptanmasında, aksiller diseksiyon işlemi en güvenilir yöntemdir. Ancak immünolenfosintigrafi tekniği ile elde edilen sonuçların cesaret verici olması, ilerde ki çalışmaların bu alanda yoğunlaşacağı düşüncesini taşımamıza neden olmaktadır. 45
Collections