Transrektal renkli doppler ultrasonografi ve transrektal power doppler ultrasonografi kılavuzluğunda prostat biyopsisi: yöntemin sistematik biyopsilere katkısının belirlenmesi
- Global styles
- Apa
- Bibtex
- Chicago Fullnote
- Help
Abstract
7- ÖZET Prostat kanserleri erkeklerde kansere bağlı ölümlerin en sık nedenlerindendir. Transrektal Ultrasonografi (TRUS) kılavuzluğun prostat biyopsisi günümüzde prostat kanseri saptanması ve evrelemesinde en sık kullanılan tanı yöntemidir. Prostat adenokarsinom lezyonlarında tumoral angiogenezise bağlı oluşabilecek lokal kan akım değişiklikleri transrektal renkli Doppler ultrasonografi (T-RDUS) ile gösterilebilir. Ayrıca tetkike T-RDUS'ye göre daha yavaş akımlara duyarlı, açıdan bağımsız ve daha az aliasing artefaktı oluşturma gibi avantajlar taşıyan transrektal power Doppler Ultrasonografi (T-PDUS) eklenmesi; görüntüleme kılavuzluğunda elde edilen prostat biyopsilerinin değerini arttıracaktır. Bu çalışmada, TRUS ile yapılan 12 kadran rutin sistematik prostat biyopsisine, yüksek rezolüsyonlu (9- 5 MHz) geniş band prob ile yapılan T-RDUS ve T-PDUS ile belirlenmiş hedeflerden alınan biyopsi materyallerinin eklenerek prostat kanseri saptamada bu görüntüleme yöntemlerinin başarısı ve hedef biyopsilerin, rutin 12 kadran sistematik biyopsi örneklemesine eklenmesinin yararlarını araştırmak amaçlanmıştır. Çalışmada elde edilecek sonuçlara göre yöntemde klinik kullanımda yararlanılabilecek optimal düzenlemelerin yapılması da amaç olarak belirlenmiştir. Eylül 2002-Ocak 2003 tarihleri arasında klinik endikasyon nedeniyle Üroloji Anabilim Dalı'ndan gönderilen 37 hastaya Gri skala TRUS, T-RDUS ve T-PDUS yapılarak belirlenen ve 1-3 arasında tiplendirilen şüpheli hedef alanlardan biyopsi ve rutin 12 kadran rutin sistematik biyopsi işlemi yapılmıştır. Daha sonra histopatolojik sonuçlar ve radyolojik bulgular karşılaştırılarak yöntemler arasında karşılaştırma yapılmış ve T- RDUS ve T-PDUS'nin prostat biyopsisi için kılavuz olarak kullanıldıklarında katkılarının olup olmadığı istatistiki olarak değerlendirilmiştir. Patolojiye gönderilen 444 rutin 12 kadran sistematik ve 40 T-RDUS ve T-PDUS ile belirlenmiş hedefe yönelik biyopsi materyalinin 42'sinde adenokarsinom (9 hastada) saptanmıştır. Bu 42 materyalin, 33'ü rutin sistematik biyopsi materyallerinden, 9'u ise hedef biyopsi materyallerinden elde olunmuştur. `Tip 3` lezyonlarda adenokarsinom saptanma oranı %88.9'dur. Bu şekilde hedef biyopsi yapılarak tanı alan 2 hastada, 12 kadran sistematik biyopsi örneklemesinde tüm materyaller benign nitelikte tanımlanırken, T-RDUS ve T- PDUS bulguları ile hedeflenen lezyonlarda adenokarsinom belirlenmesi yöntemin tanıya %22.2 katkıda bulunduğunu göstermektedir. İstatistiksel olarak T-RDUS ve T-PDUS ile hedefe yönelik elde olunan biyopsilerin, 12 kadran sistematik biyopsi sonuçları ile karşıştırmasında anlamlı üstünlük taşıdığı (p=0.0043) ortaya konulmuştur. Hedef biyopsilerin gruplar arası değerlendirmesinde de T-RDUS ve T-PDUS ile belirlenen fokal hedeflerin malignite olasılığı yüksek `Tip 3` grubu tek olarak ele alındığında, sonuçlar istatistiki olarak, %88.9 duyarlılık, %96.8 özgüllük, %88.9 pozitif prediktif değer (PPV) ve %96.8 negatif prediktif değer (NPV) vermektedir. Ancak adenokarsinom saptanan tüm olgularda hedefe yönelik biyopsiler değerlendirildiğinde 3 (%33.3) olguda tanı konulamadığı ve bu hastalarda adenokarsinom tanısının sadece 12 kadran sistematik biyopsi sonuçları ile elde edildiği ortaya konulmuştur. Gri skala TRUS, T-RDUS ve T-PDUS bulguları ideal biyopsi örnekleme alanlarını kesin bir hedef olarak gösterse de, henüz sistematik biyopsi yönteminden vazgeçilebilecek etkinlikte değildir. Sonuç olarak prostat kanseri tanısında ideal tanı yaklaşımı, digital rektal muayene, PSA değerlendirilmesi ve TRUS, T-RDUS ve T-PDUS'nin kombinasyonu ile belirlenecek hedef odak biyopsilerinin, TRUS eşliğinde sistematik biyopsilere eklenmesi olmalıdır. 46
Collections