L Art de narration dans le proces-verbal dans terra amata et dans le chercheur d`or de Jean-Marie Gustave Le Clezic
- Global styles
- Apa
- Bibtex
- Chicago Fullnote
- Help
Abstract
TÜRKÇE ÖZET Jean-Marie Gustave Le Clezio, XX. yüzyıl ikinci dönem Fransiz romanına yeni ufuklar açmış olan ve üretkenliği ile hâlâ güncelliğini koruyan bir yazar olarak karşımıza çikryor. H Dünya Savaşı'nın bütün şiddetiyle sürdüğü 1940 yılında, kendi deyimiyle `şans eseri` olarak Nice'de doğan yazarın fikir ve hayalgücü dünyasının gelişmesinde, Doğa ile içice yaşama firsatı bulduğu yolculukların çok büyük etkisi olmuştur. Eserlerinde, özellikle de çalışmamızın konusunu oluşturan Tutanak, Terra Amata ve Altın Arayıcısı başlıklı romanlarında, insanoğlunun tekrar özüne dönmesi gerektiği alü çizilerek vurgulanır ve bu amaç doğrultusunda çeşitli yollar önerilir. Başkalaşım (Metamorfoz) yoluyla cenine dönüş, doğa ile bütünleşme bunlardan sadece birkaçidır. Teknolojinin büyük bir hızla geliştiği günümüz dünyasında toplum bireyleri üstün değerlerini kaybetmekte ve âdeta robotlaşmaktadır, insanoğlu kendi çıkarları uğruna, doğayı mahvedip bozmaktan çekinmez. Dolayısıyla doğa, teknik gelişmelerle yoğrulmakta olan medeniyetin tehdidi altındadır. Bu yüzden de var gücüyle savunma mekanizmasını harekete geçirir: güneş, su ve rüzgâr en güçlü silahlarıdır, insanoğlunun kendisine yaptığı kötülükler, kozmolojik unsurların kişileştirilmesiyle tekrar insanoğluna yansır. Öte yandan, insan dünyaya kendi iradesi dışında gelmiştir. Sürdürmek zorunda olduğu bir yaşam savası vardır ve bu savaşta yalnızdır. Bu yalnızlık, korku, kaçış ve ölüm temalarım da beraberinde getirir. Yani, günümüz dünyasının temel sorunsalım bireyin terkedilmişliği oluşturur. Yazar, `ben`in arayışı içindedir. Bu gerçek Le Clezdoyu, 122insanlığın durumu üzerinde düşünmeye ve çareler aramaya iter. Çözümü doğada ve ilkel toplumların bilgeliğinde, saflığında bulur. Doğa sevgisi ve mekanik toplumun karşıtı olan an bir toplum arayışı, özde olduğu kadar biçimde de kendini rrissettirir. Bu nedenden ötürü, yazma işi Le Clezio için büyük bir önem taşır. İçinde bulunduğumuz gerçek dünyayı tam olarak yansıtan `sismografik` bir yazı biçimini savunur. Dilde de aynı görüş egemendir. Le Clezio'ya göre, kelimeler gerçeği bozar ve çarpıtır. Terra Amata'da sağır-dilsizlerin işaret diline ve mors alfabesine yer verilmesi bunun bir ispatı olarak çıkar karşımıza. Romanlarım biçimsel açıdan ele aldığımızda, kendimizi bir oyunun içerisinde buluruz: anlatım biçiminin sürekli olarak değişip okuyucuyu şaşkınlığa uğratması veya yazarın yeni kelimeler türeterek dilin anlığım savunması bu oyunun en önemli parçasıdır. Savaş yıllarının ardından sinemanın birdenbire gelişme göstermesi, yazan yakından etkileyerek, sinematografik olarak nitelendirilebilecek öğelerin kullanılmasına yol açar: Ayrıntılara verilen önem, anlık olayların kapsamlı bir şekilde aktarılması, kısaca tıpkı bir kamera gibi herseyi kaydeden bakışların varlığı, renklerin egemenliği ve jenerik tekniği bunların başında gelir. Gerek içerik, gerekse biçim açısından Le Clezio'nun eserleri okuyucuya, içinde çeşitli engellerin bulunduğu zorlu bir yolculuk zevkini tattıran bir dünyadır. 123
Collections