Bir kamu malı olarak kıyı: Kavram ve hukuksal çerçeve
- Global styles
- Apa
- Bibtex
- Chicago Fullnote
- Help
Abstract
ÖZET Farklı kullanımlara konu teşkil eden ve bu sebeple üstünde birbirinden farklı menfaatlerin çatıştığı kıyı alanlarının, buralardan herkesin eşit koşullarda yararlanmasının güvence altına alınması amacıyla, bizzat hukuk düzeni tarafından korunması, kökü Roma Hukuku'na kadar uzanan tarihi bir gelişimin sonucudur. Türk Hukuku'nda da kıyılar, üstünde mülkiyet kurulması mümkün olmayan kamu mallarındandır. Bu anlamı vermek üzere, devletin hüküm ve tasarrufu altında bulunmak kavramı, ilk kez 1926 tarihli Türk Medeni Kanunu'nun 641 inci maddesinde kullanılmıştır. Bununla beraber, doğrudan kıyılara yönelik ilk yasal düzenleme 1982 Anayasası'nın 43 üncü maddesidir. Adı geçen maddeye göre de `Kıyılar, devletin hüküm ve tasarrufu altındadır`. Aynı ifade, bu maddeye dayanılarak çıkarılan 1984 tarih ve 3086 sayılı ve 1990 tarih ve 3621 sayılı Kıyı Kanunlarında da kullanılmıştır. Kavramın ifade ettiği anlam, hakkında kullanıldığı malın özel mülkiyete geçirilmesi sonucunu doğuran bütün işlemlerin hükümsüz sayılmasıdır. Bunun gibi, bu anlamdan çıkan bütün hukuksal sonuçlan kıyılar bakımından geçerli kabul etmek, örneğin, kıyıların kazandırıcı zamanaşımı yoluyla edinilememeleri; bunun gibi tapuya tescil edilmelerinin mümkün olmadığı; böyle bir kayıt yapılmışsa bunun yok hükmünde kabul edileceği; kıyıların kamulaştırılamamaları vb. hukuksal sonuçlan bu kavram altında toplamak mümkündür. 1982 Anayasası'nın 43 üncü maddesinde düzenlenmiş olmak, kıyılardan toplumsal düzeyde ve ortaklaşa yararlarının Anayasal bir hak olduğu anlamına gelir. Bu 150sebeple, buralardan ortaklaşa yararlanma izne tabi kılınamayacağı gibi, yaradanım dolayısıyla kişilerden bir ücret de alınamaz. Kıyılardan yararlanımda kamu yaran gözetilmesi gerektiğinden, bu alanlarda yer alan yapı ve tesislerin kamu yararına yönelik kullanımlara hizmet eder nitelikte olması gerekir. Bunun gibi, kıyılardan kamu yararına yönelik olarak toplumsal düzeyde ve ortaklaşa yararlanımı sağlamak, bu yararlanın» kolaylaştıracak kamusal nitelikte hizmetleri sunmak ve bu alanların gelecek nesillere de intikalinin mümkün olması için gereken bütün önlemleri almak devletin görevleri arasında yer alır. Devletin, bu ödevler gereği, kıyılara ilişkin özel bir düzenlemenin bulunmadığı dönemlerde oluşmuş ve kıyılardan bugünkü yararlanımı engelleyen fiili durumları sona erdirmesi gerekmektedir. Bu konuda akla gelen ilk yöntem, bu alanlardan, tapuda özel kişiler adına kayıtlı bulunanların Anayasa' nın 46 ncı maddesi gereği kamulaştırılmasıdır. Bununla beraber, yerleşmiş yargısal içtihatlar karşısında, kıyıların tapuya bağlanmasına ilişkin işlemler yok hükmünde kabul edildiği ve kamulaştırma işleminin konusunu, Anayasa gereği özel mülkiyette yer alan bir taşınmaz oluşturabileceği için, kıyıların kamulaştırılması mümkün değildir. Bu sebeple, yapılması gereken, belirli kıyı arazilerinin özel mülkiyet altında bulunduğunu belgeleyen tapu kayıtlarının iptali ve kıyılarda yer alan ve özel yararlanmalara yönelik binaların yıktırılmasıdır. 151 SUMMARY As being a public good, the shores, which are stated as a property under the sovereignty and management of goverment in the Constitution 1982, are protected by holding outside of private property. This concept, provides the shores a legal site that, any transaction which puts the shores under the private property is invalid. Delivery of the shores in the Constitution 1982, means that the utilization of the shores is a public right for any individual. Therefore, the goverment has a functıon to keep the shores öpen to public. This function necessitates that the goverment has to protect the shores away from the acts which are harmful and also blocking the public utilization. The protection also implies providing the shores öpen to the utilization of the next generatıon. For this reason, the facilities and buildings, which are not directed towards public interest and do not provide public use, have been prohibited to take place in the shores. The registration of the shores is invalid, therefore nobody can claim a shore land as his own property. Since the matter of expropriation has been stated as an immovable donıain under the private property in the Article 46 of the Constitution 1982; the way to provide the shores to the public utilization, is to set aside the land registers and destroy the buildings and the facilities which are unjustly placed in the shores. 152
Collections