Girit isyanları (1866-1908)
- Global styles
- Apa
- Bibtex
- Chicago Fullnote
- Help
Abstract
Akdeniz'in Kıbrıs'tan sonra ikinci büyük adası olan Girit, Avrupa, Asya ve Afrika kıtalarının ortasında stratejik bakımdan önemli bir mevkide bulunmaktadır. Stratejik bakımdan önemli olan bu ada Osmanlı Devleti'nin oldukça geç bir tarihte gündemine girmiş, yaklaşık yirmi beş yıllık bir mücadeleden sonra 1669 tarihinde fethedilmiştir. Adanın Osmanlılar tarafından fethedilmesinden sonra çıkarılan özel kanunlarla, ada halkının huzur içinde yaşaması, dini ve örfi konularda tamamen serbest olmaları sağlanmıştır. Girit adasımn Osmanlı Devleti tarafından fethedilmesinden sonra yaklaşık bir buçuk asır, adada bütün topluluklar iç içe ve kardeşlik içerisinde bir sulh devresi yaşamışlardır. Ancak bu sulh devresi Yunanistan'ın bağımsızlığım kazanmasından sonra, adadaki Rumları desteklemesi ve Yunanistan'dan gelen din adamlarının halkı kışkırtması ile adanın Rum halkının Osmanlı idaresine karşı başkaldırı ve isyan olayları görülmeğe başlamıştır. Adada belirli periyotlarla görülen bu isyan olayları, Müslüman halkı adadan kaçırmak ve adayı Yunanistan'a ilhak amacı taşımaktadır. Osmanlı idaresi, her isyan sonrasında adadaki Rum halkına, belirli tavizler vererek bu isyanları bastıracağım ve Avrupa devletlerinin buraya müdahalelerine engel olacağına düşündüyse de durum bunun tam tersine olmuştur. Adadaki Rum halkı her isyan olayından sonra elde ettiği tavizlerle güçlenmiş ve adanın geleceği hakkında söz sahibi olmaya başlamışlardır. Adada ilk büyük isyan olayı 1866 yılında gerçekleşmiştir. Bu isyan sonrasında verilen imtiyazlarla ada, bir anlamda muhtariyet idaresine kavuşmuştu. 1896 isyanları sonrasında ise o zamana kadar adanın Müslüman olan valisinin Hıristiyan olabilmesi şartı getirilmiş, bu durum da adadaki Müslümanların Rumlar karşısında ikinci plana düşmesine ve belirli haklarının ellerinden alınmasına neden olmuştur. 1896 isyanlarının sebep olduğu 1897 Türk- Yunan savaşı sonrasında Avrupa devletlerinin entrikaları ile Yunanistan, ada üzerinde bazı haklar elde etmeye başlamıştır. Bu entrikalar sonrasında da 1913 Londra Anlaşması ile yaklaşık yirmi beş yıl savaştığımız, Türkler için stratejik açıdan büyük önemi olan Girit adası, tamamen Yunanistan'ın eline geçmiştir. Crete, the second biggest island in the Mediterranean Sea after Cyprus, is situated in the midst of the continents Europe, Asia and Africa ant it has a very important strategic position. The island entered the agenda of the Ottoman Empire very late and was conquered in 1669 after a long lasting struggle of twenty-five years. After the conquest of the Island by the Ottomans, with the help of special regulations (laws), the Islander's living a peaceful life and their being free in their religious and cultural issues was secured. Consequently, nearly one and a half-century all of the communities lived side by side a peaceful and fraternal life. But later Greece gained its independence and supported the Greek (Greek of Turkish Nationality) and with the provocation's of the religious functionary who came from Greece, revolt and rebel against the Ottoman administration by the Greek (Rum) public of the was seen. The aim of the riots was to force the Muslim public to heave the Island and to annex it to Greece. After every riot incident the Ottoman administration gave the Greek public on the Island some compromise. By this, the Ottoman administration thought that these compromises would stop the revolt and that it would stop the intervention of the European countries in the Island, but this happened contrary to the expectations. By gaining new compromise after each revolt the Greek public of the Island gained strengths and began to take initiative about the Islands future The first big revolt happened in 1886. With the compromises given after this revolt the Island in a way became autonomous. Following the revolts in 1896 a condition was laid down. The Major of the Island who was chosen from the Muslim public of the Island till that time, could be chosen from the Christian Greek public of the Island. This incident made the Greek community superior to the Muslims and ended up in o take over of some rights of the Muslims. After the Turkish-Greek was in 1897 which was caused by the 1896 revolts Greece began to gain some rights over the Island with the help of the intrigues of the European Countries. As a consequence of the intrigues, in 1913 the Island for which we had struggled and which had a veryvm strategic importance for us got completely into the hands of Greece with the London treaty.
Collections