Kültürel süreklilik bağlamında İstanbul ili Beykoz yerleşmesinin Merkez Mahallesi kapsamında incelenmesi
- Global styles
- Apa
- Bibtex
- Chicago Fullnote
- Help
Abstract
İstanbul kenti, yüzyıllar boyu birçok medeniyete ev sahipliği yapmış, çok katmanlı bir yapılaşmadır. Antik çağlardan beri, sahip olduğu sınırların ötesine kademeli olarak gelişerek, bugün Çatalca'dan Kocaeli'ye uzanan bir yerleşime ulaşmıştır. İstanbul kentinin büyümesinde; kentin coğrafi konumu, barındırdığı medeniyetlere ait zengin kültürel mirasının oluşturduğu özgün kent kimliği, yapılan yatırımlarla sanayi ve pazar alanında gelişmiş kentlerden biri olması ve sürekli aldığı göçler etkilidir. Kentin büyüme hızı ve yönü, tarihi haritalar ve yakın dönem haritalar karşılaştırılarak izlenebilmektedir. Tarihi haritalara bakıldığında edinilen ilk izlenim İstanbul Tarihi Yarımada'daki yoğun yapılaşma dışında Boğaziçi kıyılarındaki koylarda kurulmuş yerleşimlerdir. Kadıköy bölgesinde Kalkedon yerleşimi ve sonrasında Megaralılar ile başlayan İstanbul kenti, stratejik konumundan dolayı devamlı yerleşimlerin odak noktası olmuştur. Orta Çağ kentleri, savunma sistemi anlayışından dolayı sur içinde yerleşmişlerdir. Bizans ve Osmanlı dönemlerinde de aynı anlayış süren kentte yer yer köşkler, balıkçı köyleri gibi İstanbul Tarihi Yarımada dışında da yerleşimlerini oluşturmuştur.İstanbul kentinin Bizans döneminden bugüne önemli bir yerleşimi olan Beykoz semti tezde konu alanı olarak seçilmiştir. Beykoz'un geçmişten bugüne değişen sosyal ve fiziksel yapısı irdelenmiştir. Beykoz yerleşiminin merkezi olan Merkez Mahallesi tez kapsamında detaylı irdelenmiştir. Alanda tespit ve belgeleme çalışmaları yapılmıştır.Merkez Mahallesi, anıt eserleri ve somut olmayan kültürel mirasıyla ele alındığında henüz bozulmamış yapısı ve sahip olduğu dokunun okunabilir olmasıyla geçmiş ve günümüz arasındaki aktarıma uygun zemin sağlayabilmektedir. Günümüzde 3. Köprünün de yapılmasıyla Boğazın en uzak yeri Beykoz bir adım daha kente yaklaştırılmıştır. FSM köprüsü ve bağlantı yollarının yapımı sonucunda gerçekleşen kapalı site olgusunun 3. köprü ve ona bağlı olacak bağlantı yolları ile tekrarlanabilecek olması fikri kamuoyuna da yansımıştır.Orman arazilerinde yerleşime izin veren yasal ve yasa dışı yerleşimlerin Beykoz'un ilçe bazında kimliğine büyük darbe vuracağı öngörülmektedir. Bu noktada Merkez Mahallesinin toplum yapısı, alışkanlıkları ve sahip olduğu değerler yıpranarak değişime uğrama olasılığı vardır. Bu çalışma Beykoz Merkez Mahallesinin fiziksel dokusunun, toplum ve aile yaklaşımına bağlı demografik yapısının ve kültürel aktarımlarının incelenmesini içermektedir. 2019 yılı itibariyle incelenip döküm haline getirilerek, gelecek çalışmalar için bir kaynak olması ve altlık oluşturmasını amaçlamaktadır. The city of Istanbul is a multi-layered structure that has hosted many civilizations for centuries. Since ancient times, it has progressed gradually beyond its borders and has reached a settlement extending from Çatalca to Kocaeli. In the growth of the city of Istanbul; the geographical location of the city, the unique urban identity created by the rich cultural heritage of the civilizations, the investments made in the industry and the market area and the continuous migrations are effective. The growth rate and direction of the city can be monitored by comparing historical maps and recent maps. The first impression obtained from the historical maps is the settlements established in the bays of the Bosphorus coasts except for the intensive construction in the historical peninsula of Istanbul. The city of Istanbul, which started with the Khalkedon settlement in the Kadıkoy region and the colonies from Megara, became the focal point of the permanent settlements due to its strategic location. The medieval cities settled inside the city walls due to their defence system. In the Byzantine and Ottoman periods, the city, which has the same understanding of defence, formed settlements outside Istanbul Historical Peninsula such as pavilions and fishing villages only.Beykoz district, which is an important settlement of Istanbul city since the Byzantine period, has been selected as the subject area in the thesis. Beykoz's changing social and physical structure from past to present is examined. Merkez Mahallesi, which is the center of the Beykoz settlement, has been examined in detail in the thesis. Detection and documentation work were carried out in the area. When it is taken into consideration with its historical monuments and intangible cultural heritage, Merkez Mahallesi can provide a suitable ground for the transfer between past and present with its intact structure and the readability of its texture. Nowadays with the construction of the third bridge named Yavuz Sultan Selim, Beykoz which is the farthest part of the Bosphorus settlement, is one step closer to the city. The increase of closed site phenomenon in Beykoz as the result of the construction of the second bridge named Fatih Sultan Mehmet and its connection roads can be repeated with the third bridge and its connection roads. The possibility of this situation is also reflected in the public opinion.It is foreseen that the legal and illegal settlements in the forest lands will have a great impact on the identity of Beykoz. At this point, there is a possibility that the social structure, habits, and values of the Merkez Mahallesi may change by wearing down. This study includes the examination of the demographic structure and cultural transmission of the physical texture of Beykoz Merkez Mahallesi, depending on the social and family approach. It aims to be a resource for future works and to form a base by examining and documenting it as of 2019.
Collections