An Eco-critical approach to the novels of Virginia Woolf
- Global styles
- Apa
- Bibtex
- Chicago Fullnote
- Help
Abstract
ÖZET Bu çalışmada Virginia Woolf un romanları eko-feminist eleştiri tarzıyla incelenmiştir. Özellikle en iyi kabul edilen To The Lighthouse adlı romanı üzerinde durulmuştur. Eko-feminist edebiyat eleştiri türü 1980 lerde ortaya çıktıysada gerçek yerini 1990 larda almıştır. Bu tür yer yüzünde insanlığa ve dünyamıza bakış açımızı değiştirmiştir. Yeni görüşe göre insan doğanın üstünde değil onun bir parçasıdır ve bu yüzden doğa ve doğadaki tüm çeşitlilikler korunmalıdır. Eko-feminist eleştiri türü geleneksel erkeğin baskın olduğu toplum yapışım ve onun söylemlerini değiştirmek için uğraşır. Geleneksel toplum yapısı kadım ve doğayı bibirine benzeterek erkek ve kültüre karşıt göstermekte ve bu yolda hem doğaya hemde kadına egemen olmaktadır. Virginia Woolf un romanlarının hem yapısal hemde içerik olarak modem feminismin ilk eserleri olduğu söylenebilir. Woolf eserlerinde açık bir şekilde kendi kadınlığını sergilediği gibi kadının özgürlük alanımda genişletir. Sosyal, kültürel ve edebi alanlarda kadının farklılığım topluma anlatır. Woolf a göre yazar düşünsel açıdan androjen olmalıdır. Kadınsı ve erkeksi düşünsel özelliklerini birleştirmelidir. Kadının düşünselliği doğanın daha farkında olup sezgisel, dugusal ve daha kurgusaldır. Buna karşın, erkeğinki daha mantıkçı, yararcı ve yüzeyseldir. Woolf romanlarında kadın erkek, doğa kültük tezatlıklarını vurgular ve bunun sebebi doğanın ve kadının ata erkil toplumda nasıl dışlandığını sergilemek içindir. Bir şeye tavır almak için önce onu göstermek gerekir. Romanlarında geleneksel ve ata erkil toplum değerleriyle yapılanmış karakterler çizerek bu sergilemeyi yapar. Bu karakterlere alternatif olarakta sanatçı genç ve duygusal ilişkilere önemvermeyen kadın karakteri ortaya çıkar. Bu genç kadın yeni bir kadındır, kariyer ister, meslek ister, özgürlük ister, ancak evlilik istemez ve her türden toplumsal yapılandırmalardan kaçar. ABSTRACT This work is This an ecofeminist approach to the novels of Virginia Woolf, especially ecofeminist reading of To the Lighthouse, which is widely acclaimed Ecofeminist literary criticism made its existence in the 1980s, yet it became a serious alternative to such studies in the 1990s, and has produced a new perception of the relationship of humanity and the world. Ecofeminism works to decentralize and to deconstruct or reconceptualize the dualistic thinking of patriarchy, that is, association of woman and nature in its dualistic opposition to man and culture. It seems that traditional patriarchal system perpetuates domination and oppression on both woman and nature. Virginia woolf s novels could be said to be the first modern works of feminist criticism both in its form and in its content and also in its liberating, autobiographical openness. It is a serious address to the social, literary and cultural aspects of female difference. Woolf claims to be a true artist, a writer should be androgynous in mind, should in some sense combine manly and womanly qualities. Because they have complementary and opposite traits. Woman's mind is intuitive, imaginative, emotional, and nature-aware, on the contrary, man's logical, fact-obsessed, and emprical. Woolf valorizes the dualistic thinking of patriarchy in her novels to render the oppression and domination of man over woman. She often depicts traditional stereo-types who reflect patriarchal values; and in contrast, she portrays a young, usually sexless woman who has artistic genius, and who questions and criticizes those traditional types. Woolf s young artist wants to be a new woman, professional, unmarried, independent, and free from social constractions. Woolf also uses traditional metaphors and symbols to emphasize the dualism, yet often deconstract them by fusing new meanings in them which leads to androgynous sense. Her symbols are not allegories but suggestive in meaning.
Collections