Tibia plato kırıklarında uyguladığımızcerrahi tedavilerin klinik veradyolojik sonuçları
- Global styles
- Apa
- Bibtex
- Chicago Fullnote
- Help
Abstract
Cerrahi teknik ve tespit materyallerindeki gelişime rağmen; farklı derecelerdeeklem çökmesi, ayrışma ve yumuşak doku hasarıyla birlikte geniş yaralanmaspektrumuna sahip tibia plato kırıkları güçlük yaratan bir klinik problem olmaya devametmektedir.Bu çalışmanın amacı; tibia plato kırığı nedeniyle 2007 ve 2014 yılları arasındacerrahi tedavi uyguladığımız 134 olgudan yeterli takipleri yapılabilen 52 olgumuzunuzun dönem fonksiyonel ve radyolojik sonuçlarının değerlendirilmesi ve literatürbilgileriyle kıyaslanması, olgularımızdakı başarı oranını ve ortaya çıkmış olankomplikasyonları belirlemek, gruplandırılmış olguları kaşılaştırılarak kırık tipinin,yaşın, cinsiyetin, greft kullanımının fonksiyonel sonuç ve başarı oranı üzerindekietkisini ortaya koymaktır.Çalışmaya alınan 52 olgunun 37'ü erkek, 15'i kadındı. Yaralanma anında yaşortalaması 47,7 (14-84) idi. Trafik kazaları (% 53,8) etyolojik sebepler arasında ilksırada görüldü. 28 olguda açık redüksiyon internal tespit, 12 olguda kapalı redüksiyoninternal tespit, 5 olguda Minimal İnvaziv Plak Osteosentez ve 7 olguda artroskopidestekli fiksasyon tedavileri uygulandı.Postoperatif 2 olguda derin enfeksiyon, 1 olguda postop düşük ayak gibi majorkomplikasyonlar, 3 olguda ise yüzeyel yara enfeksiyonu gibi minor komplikasyonlargelişti. Ortalama 2,9 yıllık takip sonunda Rasmussen kriterlerine göre % 89,3'lik klinik,% 90'lik radyolojik iyi ve mükemmel sonuçlar alındı. Kırık tipinin, yaşın, cinsiyetin vegreft kullanımının fonksiyonel sonucu ve başarı oranını etkileyen faktörler olduğu tespitedilmiştir.Ağrısız, fonksiyonel hareket aralığına sahip, uygun hizalanmış stabil eklemkazandırmak için kemik ve yumuşak doku hasarları dikkate alınarak uygun cerrahiyöntem seçilmelidir. Eklem yüzeyinin redüksiyonu anatomik veya kabul edilebilirsınırlar içerisinde olmalı ve erken hareketi kolaylaştırmak için stabilitesi yüksek olantespit uygulanmalıdır Tibial plateau fractures with different articular compression, displacement, andsoft tissue injury still seems to be a difficult problem in spite of improved surgicaltechniques and implants.The aim of this study is to assess the long term functional and radiological resultsand comparing literature knowledge, to determine the success rate and the complicationof our cases, comparing grouped cases success rate and functional results of the effectof fracture type, age, sex and graft usage at surgically treated 134 patients of 52 whowere adequately followed up because of tibial plateau fractures in İstanbul Educationand İnvastigation Hospital, Orthopaedics and Traumatology Department between 2007and 2014.In our study, 37 male, 15 female, 52 patients were evaluated. Mean age was 47,7(14-84) years during injury. The most common cause was traffic accidents(53,8%). Open reduction and internal fixation, closed reduction and internal fixation,minimal invaziv plate osteosynthesis and arthroscopy assisted fixation were performedin 28, 12, 5 and 7 patients respectively.Major complications like deep infection in two and droped foot in one patient, andminor complications like superficial tissue infection three patients were encountered.After a mean 2.9 years of follow up, 89,3% clinical, 90% radiologic good and excellentresults were obtained using Rasmussen's clinical and radiologic assessment scores. Ourresults suggest that fracture type, age, sex and graft usage are the factors in functionalresult and success rate.In order to obtain a painless, functional range of motion and stable knee withappropriate alignment with considering bone and soft tissue injury of tibia plataeufractures, appropriate surgical techniques must be choosed. Articular reduction must beanatomic or acceptable and implants with high stability must be used for early motion.
Collections