Yüksek riskli kolorektal adenomu olan hastaların kolorektal kanser için kolonoskopik tarama sonuçları
- Global styles
- Apa
- Bibtex
- Chicago Fullnote
- Help
Abstract
Giriş ve Amaç: Kolorektal kanser, yüksek insidans ve mortalite oranına sahip olan, dünya genelinde erkeklerde 2. ve kadınlarda 3. en sık tanı konulan kanser türüdür. Kolorektal kanserlerin büyük çoğunluğu adenomatöz poliplerden (adenomlar) gelişir fakat hangi polipten kanser gelişeceği önceden belirlenemez. Önceden çıkarılan adenomun çapı ve sayısının takip kolonoskopide adenom rekürrensi için en önemli belirteç olduğu ileri sürülmüş olsa da halen adenom rekürrensi için adenomdaki hangi özelliğin daha önemli olduğu kesin değildir. Bu çalışmanın amacı, başlangıç kolonoskopide kolorektal kanser için yüksek riskli kolorektal adenom saptanan hastaların 3 yıl sonra yapılan konvansiyonel kolonoskopik tarama bulgularına dayanarak adenom rekürrensi için hangi özellik veya özelliklerin daha önemli olduğunu belirlemek ve kolorektal kanser gelişim riski ve/veya yeni adenom görülme sıklığını araştırmaktır.Gereç ve Yöntem: Ocak 2007-Aralık 2009 tarihleri arasında çeşitli endikasyonlarla total kolonoskopi yapılan 3954 hastanın dosyaları ve kolonoskopi raporları değerlendirildi. Kolorektal kanser gelişimi için 135 hastanın yüksek riskli grupta olduğu saptandı. Advanced adenom (Yüksek dereceli displazi ve/veya villöz histoloji içeren ve/veya çapı ≥1cm) olan ve/veya adenom sayısı ≥3 olan hastalar yüksek riskli olarak kabul edildi. Bu hastaların 47'sine tarama kolonoskopisi yapılabildi. Hastaların demografik özellikleri ve çıkarılan adenomların kolondaki yerleşim yeri, endoskopik ve histolojik özellikleri kaydedildi.Bulgular: Toplam 135 yüksek riskli hastadan 3. yıl takip kolonoskopisi yapılan 47'si (%35) çalışmaya alındı. Toplam 47 hastanın %72.3'ü erkek ve %27.7'si kadın (2.6/1; n=34/13, sırasıyla) olup başlangıç kolonoskopideki yaş ortalamaları 55.8110.84 (28-77 yıl) idi. Başlangıç kolonoskopi bulgularına göre en sık adenomun 50-59 yaşlarında görüldüğü anlaşıldı (%34, n=16). Başlangıç kolonoskopide 47 hastadan toplam 136 adenom çıkarıldı. Adenomların %73.5'ini (n=100) tübüler, %19.9'unu (n=27) tübülovillöz ve %6.6'sını (n=9) villöz tip oluşturmaktaydı. Toplam 47 hastanın 3 yıl sonra yapılan kolonoskopide %40.4'ünde (n=19) en az bir tane yeni adenom ve %10.6 'sında (n=5) yeni advanced adenom saptandı. Adenom rekürrensi olan ve olmayan hastalar karşılaştırıldığında adenom boyutu (p=0.143), sayısı (p=0.562), histolojik özellikleri (p= 0.658) ve yerleşim yeri (p >0.5) gruplar arasında istatistiksel olarak anlamlı fark saptanmadı.Sonuç: Çalışmamızda en sık saptanan rekürrens adenom tipinin tübüler ve diminitüf adenom (<5 mm) olduğu, adenom rekürrensinin en sık her iki kolon segmentinde senkron olarak ortaya çıktığı, başlangıç adenom özelliklerinin adenom/advanced adenom rekürrensi ile ilişki olmadığı belirlendi. Bu konuda çok merkezli, prospektif ve uzun süreli izlem içeren çalışmaların yapılması gerektiğini düşünmekteyiz. Introduction: Colorectal cancer, which is still associated with very high incidence and mortality rates, is the second most commonly diagnosed cancer in males and the third in females around the world. Most colorectal cancers develop from adenomatous polyps (adenomas); however, the polyps that eventually turn into cancer can not be identified in advance. Although it has been suggested that size and number of adenomas present at initial colonoscopy are significant markers for adenoma recurrence at surveillance colonoscopy, it is not yet to be clear which characteristics of adenomas are more significant than the others for adenoma recurrence. The aim of this study was to determine the predictive value of adenoma characteristics of the three-year recurrence at initial conventional colonoscopy and identify the risk of developing colorectal cancer and/or frequency of new adenoma development in patients with high risk adenomas.Material and Methods: Data that belonged to 3954 patients who underwent total colonoscopy for various indications between January 2007–December 2009 were examined. A total of 135 patients were in high risk group for colorectal cancer. High risk group defined as patients with advanced adenomas (high grade dysplasia and/or adenomas with a villous histology and/or adenomas larger than or equal to 1 cm in diameter) and those with a total of 3 or more adenomas. Among the 135 patients in high risk group at initial colonoscopy, 47 underwent a surveillance colonoscopy at 3 years. Demographic data, locations of the removal adenomas in the colon, endoscopic and histological properties of the patients were recorded.Results: Among the 135 high risk patients, forty-seven patients (35%) who underwent surveillance colonoscopy after three years following the initial colonoscopy were included in this study. Among a total of 47 patients, 72.3% were males whereas 27.7% were females (2.6/1; n= 34/13, respectively). The mean age of the patients was 55.81±10.84 (28-77 years) at initial colonoscopy. It was found that adenomas most frequently occurred between 50-59 years of age (34%, n=16). During the initial colonoscopy, a total of 136 adenomas were removed in 47 patients. Among these adenomas, 73.5% (n=100) were tubular, 19.9% (n=27) were tubulovillous and 6.6% (n=9) were villous. In these 47 patients, at least one new adenoma was detected in 40.4% (n=19) of the patients and new advanced adenomas were detected in 10.6% (n=5) of the patients during the surveillance colonoscopy that was performed at three years. No statistically significant difference was found in patients who had adenoma recurrence versus those who did not in terms of size of adenomas (p=0.143), number of adenomas (p=0.562), histological properties of adenomas (p=0.658) and locations of adenomas (p>0.5).Conclusion: In our study, it was found that the most frequent type of recurrent adenomas was tubular and diminutive adenomas (<5 mm) and most recurrent adenomas were found in both colon sites. Initial adenoma characteristics were not associated with the recurrence of adenomas/advanced adenomas. Multicentre prospective studies with a long follow-up duration are needed.
Collections