Adölesan gebelerin aile planlamasına yönelik tutumları ve kullandıkları kontraseptif yöntemler
- Global styles
- Apa
- Bibtex
- Chicago Fullnote
- Help
Abstract
Bu araştırma, adölesan gebelerin aile planlamasına yönelik tutumlarının ve kullandıkları kontraseptif yöntemlerin belirlenmesi amacıyla tanımlayıcı ve kesitsel olarak yapılmıştır. Araştırmanın evrenini, 26 Ocak-28 Nisan ve 07 Ağustos-06 Eylül 2017 tarihleri arasında bir üniversitenin eğitim ve araştırma hastanesinin kadın hastalıkları polikliniğine rutin gebelik izlemleri nedeniyle non stres test yaptırmaya gelen 15-19 yaşları arasındaki adölesan gebeler oluşturmuştur. Araştırmada örneklem seçimine gidilmemiş ve dahil edilme ölçütlerine uyan 128 adölesan gebe ile çalışma tamamlanmıştır. Araştırmanın verileri, `Veri Toplama Formu` ve `Aile Planlaması Tutum Ölçeği (APTÖ)` ile toplanmıştır. Araştırmanın uygulamasına, Niğde Ömer Halisdemir Üniversitesi Etik Kurul'undan onay ve çalışmanın yapıldığı hastaneden gerekli izinler alındıktan sonra başlanmıştır. Verilerin değerlendirilmesinde tanımlayıcı istatistiklerden yararlanılmış, Cronbach Alpha değerine bakılmış, Ki-kare, Mann-Whitney U, Kruskal Wallis, ANOVA ve bağımsız gruplarda t testleri kullanılmış ve post hoc analizler yapılmıştır. Araştırmada yaklaşık 10 adölesan kadından üçünün gebelik öncesinde kontraseptif yöntem kullandıkları belirlenmiştir. En fazla kullanılan kontraseptif yöntem %64.1'lik oran ile geri çekmedir. Adölesan gebelerin %66.7'si 6 aydan daha kısa bu kontraseptif yöntemleri kullanmış ve %5.1'i bu yöntemi kendisi kullanmaya karar vermiştir. Adölesanların doğum sonu kontraseptif kullanma isteği yüzdesi ise %93.0'dır. Adölesanların yaşı, evlilik süresi, evlendikten sonra istenilen gebe kalma süresi arttıkça ve doğum yapanlarda kontraseptif yöntem kullanım oranları artmaktadır (p<0.05). Adölesanların öğrenim durumu ve evlendikten sonra istenilen gebe kalma süresi ile APTÖ'nün toplam puanından aldıkları ortalama ve ortancaları arasında istatistiksel olarak anlamlı fark olduğu saptanmıştır (p<0.05). Bu sonuçlar doğrultusunda; öğrenim düzeylerinin artırılması, erken yaşta gebeliklerin sağlığa etkileri ve aile planlaması konusunda eğitim ve danışmanlık hizmetlerinin verilmesinin adölesanların aile planlamasına yönelik olumlu tutumları geliştirmesi açısından faydalı olacağı düşünülmektedir. This study was conducted in a descriptive and cross-sectional manner to determine the attitudes towards family planning of adolescent pregnant women and the contraceptive methods used. The study universe consisted of adolescent pregnant women aged 15 to 19 years who had presented between 26 January and 28 April and also 07 August and 06 September 2018 to the obstetrics outpatients department of a university training and research hospital to have a non-stress test done during routine pregnancy follow-up. We did not use sampling and the study was completed with the 128 adolescent pregnant women who accepted to participate and met the inclusion criteria. The study data were collected with the `Data Collection Form` and the `Family Planning Attitude Scale (PFAS)`. The conduct of the study began after consent and the necessary permissions were received from the Niğde Ömer Halisdemir University Ethics Committee and the study hospital. Descriptive statistics were used for data evaluation and the tests included Cronbach Alpha value determination, Chi-square, Mann-Whitney U, Kruskal-Wallis, ANOVA and the t-test in independent groups, in addition to post hoc analyses. We found that about three in ten adolescent women had used a contraceptive method before pregnancy. The most commonly used contraceptive method was withdrawal at a rate of 64.1%. Contraceptive methods had been used for less than 6 months by 66.7% of the adolescent women while 5.1% had decided on the contraceptive method themselves. The percentage of adolescents that wanted to use contraceptives following birth was 93.0%. The contraceptive use ratio increased in a statistically significant manner as the age, marriage duration, the desired duration until pregnancy following marriage increased, and in women who gave birth (p<0.05). We found a statistically significant difference between the mean and median total PFAS score of the adolescents according to educational level and the desired duration until pregnancy following marriage (p<0.05). These results indicate that increasing the educational level and providing training and information on family planning and the effect of early pregnancies on health will support the development of favorable attitudes regarding family planning by adolescents.
Collections