Benign prostat hiperplazi(BPH) tanılı hastalarda uygulanan radyofrekans ablasyon tedavisinin prostat volümü ve idrar akış hızlarına etkisi
- Global styles
- Apa
- Bibtex
- Chicago Fullnote
- Help
Abstract
Benign Prostat Hiperplazi Tanılı Hastalarda Uygulanan Radyofrekans Ablasyon Tedavisinin Prostat Volümü ve İdrar Akış Hızlarına Etkisi'GİRİŞ ve AMAÇBenign Prostat Hiperplazisi, bir hastanın yaşam kalitesi üzerine önemli etkiye sahiptir. Özellikle 40 yaş üzerindeki erkek hastalarda alt üriner sistem disfonksiyonları olarak ortaya çıkmaktadır. Bu hastalığın tedavisinde çeşitli medikal ve cerrahi tedavi şekilleri mevcuttur.Bu çalışmada amacımız BPH tedavisinde son zamanlarda popülarite kazanmış Bipolar Radyofrekans Ablasyon Termoterapinin etkinliğini ortaya koymak, tedavi şeklinin prostat volümü ve idrar akış hızları üzerine etkisini araştırmaktır.HASTALAR ve YÖNTEMBenign Prostat Hiperplazi tanısı konulan ve medikal tedaviden fayda görmeyen kasım 2017- haziran 2018 tarihleri arasında Bipolar Radyofrekans (RF) Ablasyon Termoterapi uygulanan 40 hasta retrospektif olarak incelendi. Hastalar tedavi sonrasında 3 ay süreyle takip edildi. Hastaların tedavi öncesi ve tedavi sonrası 1nci ayda, 3ncü aydaki üriner ultrasonografiyle prostat volümleri, uluslararası prostat semptom skoru (IPSS) değerleri, üroflowmetri parametreleri (tepe akım hızı -Q-max, ortalama akım hızı- Q-average, işeme sonrası mesanede kalan miktar-PVR ) değerlendirildi.BULGULARHastaların ortalma yaşı 72.8 idi. Preoperatif prostat spesifik antijen (PSA) değeri ortalama 4.67 ng/dl iken postoperatif ortalama PSA değeri 4.26 ng/dl olarak saptandı. Prostat volümlerinin işlem öncesi ortalama değerinin 53.06 ml, postop 1nci aydaki değerinin 49.03 ml (%7.59 azalma), postop 3ncü aydaki değerinin ise 47.53ml (%10.4 azalma) olduğu saptandı. İşlem sonrası değerlerde zamanla iyileşme gözlenmesine rağmen, bu değerler arasında istatistiksel anlamlı fark saptanmadı (p=0.53). İşeme sonrası mesanede kalan idrar miktarı (PVR) değeri araştırıldığında preoperatif ortalama değer 148.83 ml iken postoperatif 1nci ay değerin 120.54 ml (%19.0 azalma), postoperatif 3ncü ay değerin 118.37 ml (%20.46 azalma) olduğu saptandı. İşlem öncesi değer ile postoperatif 3ncü aydaki değer arasında istatistiksel anlamlı fark olduğu gözlendi (p=0.005). Tedavinin Q-max değeri üzerine etkisi araştırıldığında işlem öncesi, işlem sonrası 1nci ay ve işlem sonrası 3ncü ay değerleri sırasıyla 11.03 ml/sn, 14.76 ml/sn ( %33.81 artış) ve 16.36 ml/sn (%48.32 artış) olarak saptanmıştır. Q-max değerinin de preoperatif değerlerle postoperatif 3ncü ay değeri arasında istatistiksel olarak anlamlı olduğu saptanmıştır (p=0.005). IPSS değerinin preoperatif ortalaması 21.86, postop 1nci ay değeri 15.60 iken(%28.63 azalma), postop 3ncü aydaki değer 13.30 olarak (%39.15 azalma) saptanmıştır. IPSS değerindeki bu azalma istatistiksel olarak hem preop değerlerle postop 1nci ay, hem de preop değerlerle postop 3ncü ay değerleri arasında anlamlı fark olduğu saptanmıştır (p=0.05). İşlem yapılan toplam 14 kalıcı üretral kateterli hastadan 5 hasta (%35.7) üretral kateterden kurtulmuş ve katetersiz olarak takip edilmiştir. Tedavinin yan etkileri değerlendirildiğinde hastaların hiçbirinde ciddi bir komplikasyon olmadığı gözlendi. İnkontinans ve üretra darlığı hiçbir hastada gözlenmezken sadece 7 olguda (%17.5) 3ncü gün üretral kateter çekilmesine rağmen geçici olarak akut üriner retansiyon gelişmiş ve bu hastalar ilave 1 hafta üretral kateterizasyon uygulanarak başarılı bir şekilde tedavi edilmiştir. Postop dönemde kateteri çekilen 6 hastada (%15) erken dönemde dizürik şikayetler mevcut olmuş ve birkaç gün içerisinde şikayetleri gerilemiştir. Bunun haricinde hiçbir hastada enfeksiyon veya kanama ile ilgili komplikasyon da gözlenmemiştir.SONUÇSonuç olarak bakıldığında bipolar radyofrekans termoterapi düşük yan etki profili ve yüksek etkinliği ile özellikle yüksek cerrahi riski olan hastalarda cerrahi girişimlere alternatif olarak kullanılabilecek etkili bir tedavi metodudur. İşlemin sondalı hastalarda da etkili olduğu mevcut bulgular ışığında söylenebilir. Bu tedaviyönteminin uzun dönem etkinliğinin ortaya konulması için daha fazla çalışmalara ihtiyaç vardırAnahtar kelimeler: Benign prostat hiperplazisi, radyofrekans ablasyon termoterapi, idrar akış hızı, işeme sonrası mesanede kalan idrar miktarı(PVR), uluslararası prostat semptom skoru (IPSS ABSTRACTThe Effect of Radiofrequency Ablation Treatment on Prostate Volume and Urine Flow Rates in Patients with Benign Prostatic HyperplasiaAimBenign prostatic hyperplasia (BPH) causes lower urinary tract dysfunction especially in men over 40 years of age and significantly decreases patient's quality of life. Various medical and surgical treatment methods are available.The aim of this study is to determine the efficacy and safety of Bipolar Radiofrequency (RF) Ablation Thermotherapy in the treatment of BPH.Patients and methodMedical records of 40 BPH patients who underwent RF thermotherapy after unsuccessful medical treatment between november 2017- june 2018 were retrospectively reviewed. The patients were followed up for 3 months after treatment. Preoperative and postoperative data at 1 and 3 months including prostate volume, international prostate symptom score (IPSS) and uroflowmetry parameters (maximum flow rate, Qmax; average flow rate, Qave; postvoid residual urine volume, PVR) were recorded.ResultsMean patient age was 72.8 years. Mean preoperative and postoperative prostate spesific antigen (PSA) values were 4.67 ng/dl and 4.26 ng/dl, respectively. Preoperative mean prostate volume was 53.06 ml. Postoperative mean prostate volume was 49.03 ml (7.59% decrease) at 1 month and 47.53 ml (10.4% decrease) at 3 months. Although postoperative prostate volume and PSA values were improved over time, no statistically significant difference was found between these values (p=0.53). Preoperative mean PVR volume was 148.83 ml. Postoperative mean PVRxiiivolume was 120.54 ml (19.0% decrease) at 1 month and 118.37 ml (20.46% decrease) at 3 months. There was a statistically significant difference between preoperative and postoperative PVR values at 3 months (p=0.005). Preoperative mean Qmax was 11 ml/sn. Postoperative mean Qmax was 14.76 ml/sn (33.81% decrease) at 1 month and 16.36 ml/sn (48.32% decrease) at 3 months. There was a statistically significant difference between preoperative and postoperative Qmax values at 3 months (p=0.005). Preoperative mean IPSS score was 21.86. Postoperative mean IPSS score was 15.60 (28.63% decrease) at 1 month and 13.30 (39.15% decrease) at 3 months. There was a statistically significant difference between preoperative and postoperative IPSS values at 1 and 3 months (p=0.005). 14 patients had indwelling urethral catheter preoperatively. Indwelling urethral catheter were removed in 5 out of 14 patients postoperatively (35.7%). When the side effects of treatment are evaluated, it can be said that none of the patients have serious complications. While incontinence and urethral stricture were not observed in any patient, only 7 (17.5%) patients had urethral catheterization on the 3rd day, although they were temporarily treated with urethral catheterization. In the postoperative period, 6 patients (15%) had dysuric complaints in the early period and their complaints were regressed within a few days. No other complication or bleeding related complications were observed.ConclusionBipolar radiofrequency thermotherapy is an effective and safe treatment method that can be used as an alternative to surgical interventions in patients with high surgical risks. Our findings suggest that this method is also effective in patients with indwelling urethral catheter.Keywords: benign prostatic hyperplasia, BPH, radiofrequency ablation thermotherapy, RF thermotherapy, urine flow rate, urinary volume after urination (PVR), international prostate symptom score (IPSS)
Collections