Anjiyografik olarak total oklüde koroner arter saptanan STsegment yükselmesi olmayan miyokard infarktüsü ile hemogram parametreleri ve monosit/HDL oranı arasındaki ilişki
- Global styles
- Apa
- Bibtex
- Chicago Fullnote
- Help
Abstract
Giriş: Yapılan metaanalizlerde NSTEMI hastalarının %25-39 kadarında anjiografi sonucunda total tıkanıklık saptanmıştır. Yeni yapılan metaanalizlerde total tıkanıklık saptanan NSTEMI hastalarında kalp yetmezliği, ölüm ve major kardiyak istenmeyen olaylar daha sık görülmüştür. Monosit; makrofajların öncüsü olması sebebiyle inflamasyonda önemli bir yere sahiptir. HDL ise ateroskleroz gelişimini önleyen bir lipoproteindir. Ayrıca HDL'nin antiinflamatuvar, antioksidan ve antitrombotik etkileri bilinmektedir. Monosit/HDL oranı nisbeten yeni bir belirteçtir ve kardiyovasküler hastalıklar ile ilişkili olduğunu gösteren çalışmalar son zamanlarda yayınlanmıştır. Çalışmamızda total tıkanıklık saptanan NSTEMI hastalarında monosit/HDL oranı ile bazı biyokimyasal parametreler arasındaki ilişki araştırıldı.Metod: Kesitsel ve retrospektif olan çalışmamıza Ocak 2014- Aralık 2015 tarihleri arasında NSTEMI tanısıyla Bülent Ecevit Üniversite Hastanesine başvuran ve koroner anjiyografi yapılan hastalar dahil edildi. Çalışmaya tüm dahil edilme kriterlerini taşıyan 135 NSTEMI hasta alındı. Hastalar koroner anjiyografide total tıkanıklık saptanan (oklüde) ve total tıkanıklık saptanmayan (non-oklüde) olarak ikiye ayrıldı. Çalışma hastalarının yaş, cinsiyet, hipertansiyon, diyabet ve hiperlipidemi varlığı kaydedildi. Biyokimyasal parametre olarak açlık kan şekeri, üre, kreatinin, ürik asit, total kolestrol, düşük dansiteli lipoprotein (LDL), yüksek dansiteli lipoprotein (HDL) ve trigliresit (TG) değerleri alındı. Hemogram parametreleri olarak beyaz kan hücresi (WBC), hemoglobin, platelet, plateletkrit (PCT), kırmızı kan hücreleri dağılım genişliği (RDW), ortalama platelet hacmi (MPV), lenfosit, monosit, nötrofil, platelet/lenfosit oranı ve monosit/HDL oranı kaydedildi. Bu çalışma parametrelerini iki grup arasında karşılaştırdık.Bulgular: Çalışmaya alınan hastaların 102'si non-oklüde NSTEMI grubunda, 33'ü oklüde NSTEMI grubundaydı. Hastaların yaş ortalaması 60,7±12 saptandı. Yaş, cinsiyet, hipertansiyon, diyabet ve hiperlipidemi varlığı açısından iki grup benzerdi. Biyokimyasal parametrelerin ve hemogram parametrelerinin karşılaştırmalı analizinde iki grup arasında PCT ve HDL dışında istatistiksel olarak anlamlı bir fark saptanmadı. MHR açısından da iki grup arasında anlamlı bir fark yoktu (p= 0.289). PCT oklüde NSTEMI grubunda % 0.239 (0.112-0.531), non-oklüde NSTEMI grubunda % 0.213 (0.093- 0.637) olarak bulundu (p=0.032). HDL ise oklüde NSTEMI grubunda 45 (28-101) mg/dl, non-oklüde NSTEMI grubunda 40 (18-72) mg/dl olarak bulundu (p=0.031). Sonuç: Çalışmamızda hastaların yaklaşık dörtte birinde total oklüde koroner arter saptandı. NSTEMI hastalarında oklüzyon ve MHR arasında istatiksel olarak anlamlı bir ilişki saptamadık. HDL ve PCT değerleri oklüde NSTEMI grubunda non-oklüde NSTEMI grubuna göre istatistiksel olarak anlamlı bir şekilde yüksek saptandı. Çalışmamızın sonuçlarının genellenebilmesi için daha büyük ölçekli, prospektif çalışmalarla desteklenmesi gerekir. Introduction: %25-39 total occlusion has been detected on the coroner angiography at NSTEMI patients according to metaanalyses. NSTEMI patients with total occlusion has been shown that its associated more heart failure, major cardiac undesirable event and death according to recent metaanalyses. Monocytes has a prominent role in inflamation because it is a precursor of macrophages. HDL is an antiaterogenik lypoprotein. Moreover HDL has antioxidan, antitrombotic and antiinflammatory effects. Monocyte/HDL rate is a relatively new marker and studies showing that it is associated with cardiovascular diseases has recently been published. In our study, we investigated the relationship between the ratio of monocyte/HDL and some biomechanical parameters in NSTEMI patients with total occlusion.Method: Coronary angiography of NSTEMI patients at a time period between january 2014 and december 2015 at Bülent Ecevit University has been included to our cross-sectional and retrospective study. 135 patients with all inclusion criteria were included in the study. The age and gender of patients and the presence of hypertension diabetes and hyperlipidemia were recorded in study patients. Blood glucose, urea, creatinin, uric asid, total cholesterol, low density lipoprotein (LDL), high density lipoprotein (HDL) and triglyceride (TG) values were taken as biochemical parameters. White blood cell (WBC), hemoglobin, platelet, plateletcrit, red blood cell distribution width (RDW), mean platelet volume (MPV), lymphocyte, monocyte, neutrophil, platelet/lymphocyte ratio, monocyte/high density lipoprotein ratio were recorded as hemogram parameters. We compared these study parameters between two groups.Results: 102 of the patients included in the study were non occluded NSTEMI group and 33 of them were in occluded NSTEMI group. The average age of patients were 60,7±12. Age, gender, hypertension, diyabetes and hyperlipidemia were similar in two groups. There was no statistically significant difference between two groups in terms of biochemical parameters and hemogram parameters except PCT and HDL. There was no significant difference between the two groups in terms of MHR (p = 0.289). PCT was 0.239% (0.112-0.531) in the occluded NSTEMI group and 0.213% (0.093 - 0.637) in the non-occluded NSTEMI group (p = 0.032). HDL was 45 (28-101) mg / dl in the occluded NSTEMI group and 40 (18-72) mg/dl in the non-occluded NSTEMI group (p=0.031). Conclusion: In our study, occluded coronary artery was detected in approximately one fourth of the study patients. We did not find a statistically significant relationship between occlusion and MHR in NSTEMI patients. HDL and PCT levels were significantly higher in the occluded NSTEMI group than the non-occluded NSTEMI group. In order to generalize the results of our study, it should be supported with larger scale and prospective studies.
Collections