Naftakinon türevli yeni sentez bileşiklerin kanser hücre hatları üzerine etkisinin incelenmesi
- Global styles
- Apa
- Bibtex
- Chicago Fullnote
- Help
Abstract
Prostat kanseri dünyada ikinci, İskandinavya da dahil gelişmiş ülkelerde ise en sık rastlanan birinci kanser türüdür. Hormon ve/veya kemoterapi tedavisi sonrası hücrelerde meydana gelen direnç kanser kaynaklı ölümlerin başlıca sebeplerindendir. Bu nedenle, prostat kanseri tedavisine yönelik yeni ilaç ve tedavi stratejilerinin araştırılmasının yanında, bu ilaç adaylarının etkilediği moleküler yolaklarının aydınlatılması araştırmacıların önemli çalışma sahalarındandır. Naftakinon türevli bileşiklerle yapılan çalışmalarda kanser tedavisinde umut verici etkilerinden ve klinikte kullanılan türevleri olmasından dolayı ilaç olarak kullanımının yaygınlaştığını görülmektedir. Naftakinon türevli ilaçlar topoizomeraz II inhibisyonu ve hücre içi ROS düzeylerinin arttırılması ile hücre ölümünü tetiklemektedir. Dolayısıyla bu tez çalışmasında, yeni sentez naftakinon türevli bir bileşiğin (K13) insan prostat kanseri hücre hatları (PC-3, DU 145 ve LNCaP) üzerine sitotoksik etkileri araştırılmıştır. Naftakinon türevli bileşiğin hücre canlılığı üzerine etkileri SRB canlılık testi ile incelenmiştir. K13 bileşiğinin belirlenen dozlarında söz konusu hücre hatlarında ölüm mekanizmasının belirlenmesi amacıyla akım sitometrisi kullanılmıştır. Son olarak naftakinon türevli bileşiğin etki edebileceği sinyal yolakları ile ilişkili proteinlerin ifade düzeyleri immunoblotlama yöntemi ile belirlenmiştir. Sonuç olarak, yeni sentezlenen naftakinon türevli bileşiğinin üç kanser hücre hattında da hücre ölümünü tetiklediği, fakat mekanizma olarak farklılık gösterdiği bulunmuştur. K13 bileşiğinin prostat kanserinde umut vaad eden bir tedavi seçeneği olabileceği öngörüsüyle farklı kanser türleri de dahil in vitro deneylerin yapılması gerektiği sonucuna varılmıştır. Prostate cancer is the second most common type of cancer in the world and the first most common type of cancer in developed countries including Scandinavia. The drug resistance after hormone and/or chemotherapy treatment is one of the main reason of cancer deaths. Therefore, investigating new drug and treatment strategies for prostate cancer treatment among many other cancer types as well as elucidating the molecular pathways of cancer are one of the research areas for the researchers. Naphthoquinone-derived compounds have been shown to be widely used as a drug because of their promising effects in the cancer treatment and their clinical use. The naphthoquinone-derived drugs trigger cell death by inhibiting topoisomerase II and increasing intracellular ROS. Therefore, in this thesis study, the cytotoxic effects of a new synthesis naphthoquinone derived compound (K13) on human prostate cancer cell lines (PC-3, DU 145 and LNCaP) were investigated. The effects of naphthoquinone-derived compound on cell viability were investigated by SRB viability test. Flow cytometry was used to determine the mechanism of death in said cell lines at designated doses of compound K13. Finally, the expression levels of proteins associated with signaling pathways that the naphthoquinone-derived compound may act on were determined by immunoblotting. As a result, it was found that the newly synthesized naphthoquinone derived compound triggered cell death in all three cell lines but differed as a mechanism. It was concluded that K13 may be a promising treatment option in prostate cancer and that in vivo experiments should be performed including different types of cancer.
Collections